Edirne’nin Karaağaç mahallesinin son yıllarda kahvehane ve kafe kültüründeki artış vatandaşlarında kaliteyi aramasına neden oldu.Çok sayıda gencin uğrak noktası haline gelen ve bir çok ailenin de tercih ettiği noktalardan biri olan Karaağaç mahallesi artık mis gibi kokan kahve kokularıyla anılmaya başlandı.
Her ocakta pişen kahvenin tadının bir olmadığını belirten vatandaşların sayısında ki artış sonrası yaptığımız araştırmada 60 yıllık kahveci Mehmet Hocaoğlu amcanın kahvesinin damaktaki yerinin ayrı olduğunu öğrendik.
Türk kahvesinin eskiden zengin içeceği olduğunu ve kahvelerde sayılı insanların Türk kahvesi içtiğini ifade eden Mehmet Hocaoğlu iyi bir kahvenin kısık ateşte pişmesi gerektiğini ve mümkünse kumda,soğuk su ile hazırlanarak 5 dakika içerisinde pişirilecek hale gelmesi gerektiğini belirtti.
Karaağaç’ta bulunan işletmesinde kızı ve oğlu ile birlikte en iyi kahveyi yaptığını belirten ve dededen toruna devam eden bir mesleği icra ettiğini belirten 67 yaşındaki işletmeci Mehmet Hocaoğlu “60 seneden bu yana kahveciyim.67 yaşındayım.Karaağaç’lıyım.İlkokul 1.sınıfa başladım dedemin yanında kahveci oldum.Daha sonra ise babamla devam ettim.O dönemde odunla yakılan kazanlar vardı. Şimdikiler laylaylom. O zaman sabah 5’te kalkıp odunu yakıp kazanı kaynatır, çay yaparsın ve onun közüne de kahve sürerdik. Ben dedemden kahve yapmayı öğrendim. Dedemde babamda iyi bir kahveciydi”diyerek eskiden fakirlik olduğunu ve kahveyi 3-5 kişinin içtiğini geri kalanın çay içtiğini belirterek “onu da bir yıllık veresiye içerdi. Harmandan harmana çay parası alırsın. Gençler kahveye özenince meşhur oldu kahve. Kahveyi pişirirken sabırlı olmak lazım”ifadelerini kullandı.
Yeni çıkan hızlı kahve makinelerinin kalp işi olduğunu belirten Hocaoğlu “ev hanımları biraz sabırlı olacaklar.Makineler teknolojik aletler.Ama bu tadı asla vermezler”dedi.
Kahvenin yanında su verilmesi ile ilgili de “geleneğe göre kahve yanında verilen su misafirin aç mı tok mu olduğunu anlamak içindir” diyen Hocaoğlu “kişi ilk suyu içerse açık ama kahveyi içerse tokum anlamını taşır derler.Fakat telveler boğazına yapışmasın ve dişlerin arasına girmesin rahatsız etmesin diye verilir. Yanına bir tatlı verilir ki,damağı tatlandırsın diye”ifadelerini kullandı.
Gençlerin kahve kültürü,bizim Türk kahvesine ilgili olmadığını söyleyen Mehmet Hocaoğlu “onların kimi sütlü,kimi aromalı içiyor. Yani kahveyi kahve olmaktan çıkardılar. Türk kahvesinden başka kahve yoktur”dedi.
60 yıldır hiç yorulmadan bu işi yaptığını,bu süreçte iki iş yaptığı ve emekli olduğunu da hatırlatan Hocaoğlu “hep bu süreçte iki iş yaptım ama hep kahveciydim. Akşam kahveye gündüz işe giderdim. Ben bütün gün kahve yaparım ama günde bir kahve içerim. Ben hep çay içerim günde kaç demlik çay demlersem önce kendim içerim müşteriye öyle sunarım. Kendim içemeyeceğim çayı da müşteriye vermem”dedi.