banner137
banner12
Edirne’mizin var ama yok gibi görünen gururu Trakya Üniversitesinde önceki gün gördüğüm bir olay beni oldukça şaşırttı.Yurt dışından öğrenci alımı ile ilgili olarak düzenlenen çalıştaya ev sahipliği yapan Trakya Üniversitemiz davet ettiği ve icabet etmesini beklediği 24 adet üniversitelerin bir kısmının rektörlerini yada temsilcilerini Edirne’de ağırladı.Bir ağırladı ki ağırlamak görsün gözünüz.YÖK’ün eski başkanı Prf.Dr.Yusuf Ziya Özcan’ın da katıldığı çalıştay da üniversitelere yurt dışından nasıl öğrenci çekerizin hesapları yapıldı.
Buraya kadar her şey çok normal ve anlam taşıyan bir halde yürüyordu.Ancak çalıştayın sona ermesi ile öğlen yemeği molası verildi ve bu konuda Üniversitemizin medarı iftarı,sosyal tesislere geçildi.Aslında tesisler sonradan uydurulmuş bir yemeğe ev sahipliği yapacaktı ama olmadı.Asıl ev sahibi Yunanistan’dı ve tüm gelen konuklara yanlarında pasaportlarını almaları söylenmiş öğlen yemeğine Yunanistan’a gideceğiz denilmişti.Zenginlik böyle bir şey olsa gerek.Devletin malı ile öğlen yemeğine Yunanistan’a gideceksiniz ve oldu olacak akşamda Bulgaristan’da gecelere aksaydınız!
Neyse ki olmadı.Öğlen yemeğinin Yunanistan’da yapılmasına bildiğim kadarı ile yanında pasaportu olmadığı için yada karşı çıktığı için eski YÖK başkanı tarafından itiraz gelmişti.
Çok sayıda rektör yada üniversiteleri temsilen gelen kişiler ile birlikte medarı iftarımız olan Üniversitenizin Sosyal tesislerine geçtik.İçeri girdiğimde alt katta bazı kişilerin masalarda oturduğunu ancak başların orada olmadığını gördüm. “Başlar nerede?” diye sorduğumda ise başımın üzerinde yani tesislerin üst katında özel locada olduğunu öğrendim.Yani tam anlamıyla haremlik selamlık bir durum vardı.Sayın Rektörümüz Prf.Dr. Ever Duran yanına aldığı bazı rektörleri üst kattaki roof katında ağırlıyor diğerlerini ise aşağıda bırakarak bakın başınızın çaresine diyor.
Bu ayrımcılığın bir nedeni olabilir mi diye düşündüm ama bizim Vali Gökhan Sözer’in de orada olduğunu öğrendim. Yani ağalar üst katta diğerleri alt kattaydı. “-Yahu bir arada otursanız da ayrı gayrı yapmasanız ne olur?” diyeceğim ama o an önüme içecek olarak konulan maddenin şarap mı yoksa kola mı olduğunu ayırt etmenin derdine düşmüş hatta yemek olarak verilen meşhur Edirne ciğerinin de Arnavut ciğerimi yoksa başka bir şey mi olduğunu anlamaya dalmıştım. İstediğim içecek kolaydı ama bardak leş gibi şarap kokuyordu ve kolayı içemeden bırakmıştım. Önüme konan ciğer ise tam anlamıyla evlere şenlikti ve yemeden bıraktım. Hoş gerçi Üniversite olaya bilimsel yaklaşmış olmalı ki Edirne ciğerini farklı bir şekilde önümüze koymuşlardı. İl dışından gelen konuklar ise bu sayede Edirne ciğerinin labada yaprağı gibi olduğunu orada ve o kişiler sayesinden öğrenmişlerdi.Aslını öğrenseler kim bilir neler derlerdi.
Evet bu toplantıdan bana göre hiç hoş olmayan ve üniversite yönetiminin alsında tamamını ilgilendiren birden çok konu vardı.
Birincisi neden ayrı oturma gereği duydunuz?
İkincisi Edirne esnafına çıkılsaydı daha iyi olmaz mıydı ve esnaf kazanmaz mıydı?
Üçüncüsü ise Edirne ciğeri böylesi kötü tanıtılmamalı ve kadehler leş gibi şarap kokmamalıydı?
Eee sonrada bazıları çıkıp üniversite ile ilgili yalan yanlış konuşuyorlar.Kardeşim bir ata sözü var ne demiş büyükler! “Hoca bunu yaparsa cemaat ne yapmaz.Herkes uymuş hazır olan imama, başlamışlar sonrada kendi bildikleri dualara….”
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.