Edirne Gazetesinde başarılı bir şekilde gazetecilik görevini
layığı ile yapan Birol Çakan arkadaşımın attığı bir başlık dikkatimi çekti.
Birol ile birlikte konuştuğumuz bir konuydu bu belki de ama gazetesinde böylesi
bir haberi manşete çekmesi oldukça önemli bence. Edirne Belediye Başkanı Hamdi
Sedefçi nedeni bilinmez üç önemli ismi kafasına göre Edirne Hal Müdürlüğüne
veriyor. Yani tek müdür kadrosu olan yere üç müdürü konduruveriyor. Birol
arkadaşımın başlığında “ne haldeler!” yazıyordu.Bende “niye haldeler?” demek
istiyorum.
Bildiğim ve tanıdığım kadarı ile bu üç insan yanlış yapacak
tarzda insanlar değiller. Bazı yanlışlara göz yumulması istendiği için bu
arkadaşların yerinin değiştiği açıkça ortada.
Adnan Çardaktan! Yılların zabıtası ve müdürü. Deneyimi ile
bir zamanlar Hamdi başkanın sağ kolu bile olan Çardaktan nedendir bilinmez
piyon gibi bir oraya bir buraya sürülüp durdu yıllarca. Bu sürgünlerin içini
acıttığı bir gerçek ama, emre itaat etmek durumunda. İstese aslanlar gibi geri
dönerde başkanla uğraşmak istemiyor.
Güldem Şakrucu! Personel müdürlüğünde çalıştığını bildiğim
dürüst kişiliği ile öne çıkan, yanlışa bir karara asla imza atmayan
biridir.Önüne konan bazı kararlara imzalamadığı yada karşı geldiği için “bu
hale” düştükleri çok net.
Gelelim Sefa Pirko ya! Pirko aslında zabıta kadrosunun en
deneyimli elemanlarından. “Benim bu saatten sonra Hamdi Sedefçi ile cezaevinde
yatmaya niyetim yok” dediği sözü kulaktan kulağa yayılıyor. Yani Pirko’da
Sedefçi’ye karşı gelenlerden birisi. Daha doğrusu yanlışa imza atmayanlardan
birisi. Peki nedir bu yanlışlar? Bu müdürler yanlışlara karşı gelirken, diğer
çalışan memur yada müdürler yanlışlara göz mü yumuyorlar? Bunların hepsinin
araştırılması gerek. Eğer bir müdürün belediyede yeri değişiyorsa Savcılık
derhal duruma el koymalıdır! Çünkü burada bir bit yeniği vardır ki; bu
insanların yerleri değişiyor.
Edirne Belediyesine baktığımızda bu sıralar ciddi
yatırımlara imza atmaya çalıştığını görürüz. Yani para kokan hareketler bunlar.
Sedefkule için Edirne cadde ve sokakları dar gelmiş başkan Sofya’da Sedefkule
için iş adamları ile görüşüyor. Bak sen!...Yine hatırlarsanız su imtiyaz hakkı
işi ile ilgilide sayın başkan Edirne’de görüşeceğine il dışlarını, hatta yurt
dışlarını tercih etmiş ve sonuçta emniyet tepesine çökmüştü.Sonra “sarhoştum
aydım ben bu işten caydım” oldu!....
Eli kulağında. Bugün yarın emniyet savcılıktan aldığı
talimatla çökecektir belediyenin tepesine.
Neresinden tutarsanız tutun, belediye de bir kokuşmuşluk
hakim. Belediyenin tepesindeki üç isme dikkat çekmek istiyorum. İsim vermiyorum
çünkü onların yarası olduğu için hemen gocunup, üzerlerine alınıyorlar zaten.
Evet evet sensin. Gülerken ağzı kulaklarına varan ortalığı kahkahaları ile
yırtan zat. Biri sen bir diğeri zaten malum, ötekide ne yapsın garibim önüne
konanı imzalayan tip işte. Ha bir kaçta meclis üyesi var kaymağı seven…
Unutmadan kaymak faydalı bir gıdadır. Yada karda kaymak
yararlı bir spordur.
Velhasıl; belediye de sıkıntı büyük.Bir yol tutturmuş
gidiyor birileri.Babasının çiftliği mi dersiniz, Müslüman malımıdır dersiniz,
bal tutanın parmağını yaladığı yer midir ne derseniz deyin.Sonuçta orası Edirne
Belediyesidir ve sahibi halktır….Patronu ise orada alnının akı ile çalışan
memurlarıdır.
Niye haldeler?
Edirne Gazetesinde başarılı bir şekilde gazetecilik görevini layığı ile yapan Birol Çakan arkadaşımın attığı bir başlık dikkatimi çekti. Birol ile birlikte konuştuğumuz bir konuydu bu belki de ama gazetesinde böylesi bir haberi man
28 Şubat 2012 Salı 10:11