banner137
banner12

Dile kolay! Tam 447 yıldır ayakta….Edirne’nin sahibi olduğu ama 2011 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine girmesiyle dünyanın malı olan Sinan’ın eşsiz eseri Selimiye…

Usta Sinan bu eseri yaparken kaynaklara göre tam 6 yılda yapmış.Ancak öncesinde ise bir altı yıl sadece zemini için çalışmış deniliyor.20 bin metrekare alan üzerine kurulu devasa bir yapı.Kubbe’nin oturduğu alan hayret verici.Bugün bile dünya mimarisi bu eşsiz eser için “inanılmaz”diyerek hayranlıklarını dile getiriyorlar..

Ama gelin görün ki; en son 1980 yılında bir restorasyon görerek günümüze kadar gelmiş.

Edirne Merkez Selimiye Camii restorasyon çalışmalarının yapılabilmesi için öncelikle 12.06.2013 tarihinde Edirne Merkez Selimiye Camii Proje Temini Hizmet Alım İşi ihalesi yapılmış,bu kapsamda 6 kot planı, 7 görünüş, 17 kesit ve detay projelerini içeren rölöve, restitüsyon projesi, restorasyon projesi ve statik proje, elektrik projesi ile raporları hazırlanmış, Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 08.02.2016 tarih ve 2905 sayılı ve 02.10.2017 tarih ve 4436 sayılı kararları ile ek kesitler dahil rölöve projeleri, 21.08.2017 tarih ve 4333 sayılı kararı ile restitüsyon projeleri, 30.10.2017 tarih ve 4536 sayılı kararı ile de restorasyon projeleri onaylanmış.Her şey iyi güzel ama başlayan restorasyon çalışmalarını kapalı kapılar arkasında yürütülmesi bir sır gibi devam etmesi zaman zaman akıllarda soru işaretleri oluşturuyor.

İçeri avlusuna girmek, adım atmak yasak. Şöyle neler oluyor bitiyor diye bir kafanızı uzatsanız başınıza iş alırsınız. (ibadete açık) Elbette korunmalı. Buna kimse itiraz etmiyor.Ama neyi kimden bu kadar saklayarak koruyorsunuz? Halkı bilgilendirmek veya bir şeyleri saklamak neyin nesi? Selimiye meydan düzünlemesi çok ama çok güzel ama evlere şenlik. Bol bol beton basılarak yapılıyor.Zemin aslına bakarsanız büyük oranda betonla kaplanıyor.Oysaki ecdat beton bir bina eylemiş olsa da; bunu yaşatmak için bugün bile kimsenin aklının kesmediği akıl almaz teknolojiler kullanmış.Nem ve rutubeti yok etmek için çalışmalar,depremden minimum etkilensin diye su kuyuları,teraziler koymuş.Her bir taşıyıcı ayağın yükünü dengeleyen ve çalışıp çalışmadığını gösteren veya bir aksaklık varsa uyarmaya yarayan o dönemin sistemlerini kullanmış.

Her şeyden önce çevresinden araç geçişinin dahi yasaklanmasını istediğiniz bir yapının bahçesine, hele yine içine iş makinesi sokmak neyin nesi? Tescilli bir alana iş makineleri sokmak, kazı çalışmalarını büyük ekskavatörlerle yapmak,kamyonları harıl harıl çalıştırmak ve bunu gözümüzün içine bakarak yapıyor olmak bizleri biraz üzüyor.

Elbette cahil,kıt aklımızla bu yorumları yapıyoruz ama görünen köyde kılavuz istemez hani.

Yahu betonları döşerken hava kanalları kapandı.Zemine döşenen beton eserin hava almasına yani oksijen giden yolların tıkanmasına neden oldu.İçinde neler oluyor diye sorduğumuzda “içi sizi dışı beni yakar” dedirtecek cevaplarla karşılaşıyoruz.Edirneli uyumamalı,eserine sahip çıkmalı sormalı,sorgulamalı ve buna karşın idarecilerimiz bu konuda her daim açıklama yapmalılardır.

Düşünsenize Selimiye’nin içinde hassas yapılması gereken işleri ve işçiliği kepçe ile yapıyorlar! Aman Allah’ım.Düşünmek bile istemiyorum….

Bu yüzden, cam kadar hassas olan bir esere yapılan her müdahale kırıcı olabilir, geleceğe taşınmasından sorun yaratabilir. Yıllar önce Sinan o eser için o bölgenin doğal şartlarına ayak uyduracak,sorun yaşamayacak harçları,taşları,sıvaları,ahşapları kullanırken biz bugün neden bir başka yerden gelen malzemeleri kullanıyoruz? Adama bunu sormazlar mı? Hadi biz sorduk cevabını siz verin!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.