Memur-Sen Genel Başkanı Ali Kılıç Edirne’de düzenlenen Genişletilmiş İl Divan Toplantısına katıldı.Burada konuşan Kılıç; referandum sonrasında ülkede söz sahibi olan bir sendika olduklarını kaydetti.
Sendikanın Edirne Şube Başkanı Erdinç Dalgıç ise çok iddialı bir söz söyleyerek sendikalarının koltukları belirleyen sendika olduğunu ifade etti.
Bir restoranın toplantı salonunda düzenlenen toplantı ilk olarak Memur-Sen Edirne Şube Başkanı Erdinç Dalgıç’ın konuşmasıyla başladı.Toplantı açılışında saygı duruşunda bulunulmaması ve İstiklal Marşının okunmaması dikkat çekti.
Hükümete yakınlığı ile bilinen sendikanın ilk konuşmasını yapan Edirne Şube Başkanı Erdinç Dalgıç konuşma öncesinde sendikal faaliyetin anlatıldığı bir tanıtım filmini sinevizyona yansıtmak istedi ancak teknik sorundan dolayı film oynatılamadı.
Memur-Sen Edirne Şube Başkanı Erdinç Dalgıç konuşmasında Edirne’nin sendikal olarak tarihçesinden bahsetti ve “2003’te Edirne’ye geldiğimde Uzunköprü’de sendikalı olarak ikinci kişiydim. Şu anda binlere ulaştık. Bu yapmış olduğumuz çalışmalar kolay olmuyor. Bu gördüğünüz ekip Edirne’de tarihi değiştirdi. Edirne’de iş zor diyorlardı; bu zorluğu, bu teşkilat kolaylaştırdı”dedi.
Dalgıç ayrıca, “Biz artık koltukları belirleyen sendikalarız ama bu güç bizi zehirlemesin. Bu gücün farkında olarak hareket etmemiz lazım. O koltukları biz belirliyoruz ama liyakat sahibi mi diye bakmamız lazım. Kendi üyemiz de olsa liyakata önem vermemiz lazım.” dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise 2010 yılındaki referandumla Türkiye’nin önemli bir eşik atladığını ve Memur-Sen sayesinde toplu sözleşme hakkı kazanıldığını kaydetti.
Yalçın, “Bu aşamadan sonra aldığımız mesafe ile 6 toplu sözleşme ilave ettik ve tüm kazanım skalası bu toplu sözleşmelerle oluştu. Ondan önceki süreçte Devlet Personel Başkanlığı'nın kamu görevlileri sendikacılığı diye ifade ettiği yazılı metinlerin hiçbirisinde kazanımdan bahsedilmiyordu. Ancak referandum sonrası gelişen süreç ve toplu sözleşme hakkıyla başlayan dönemde 350 tane kazanımın altına imza attık”dedi.
Sendikal mücadelelerine 14 Şubat 2001’de başladıklarını ve 30 yıla yakın bir süredir mücadelelerinin devam ettiğini söyleyen Yalçın “çeyrek asrı geride bıraktık ve yarım asra yürüyen yolculuğumuzda çok önemli aşamaları kat ettik. Çok önemli mesafeleri geride bıraktık.Memur sendikacılığının Türkiye'de mümkün olmayacağına ilişkin olsa da memur sendikacılığından bir numara olmayacağına ilişkin kanaatlerin havalarda uçuştuğu, mevzuatın memur sendikacılığına müsaade etmediği, Anayasa'nın ruhsat vermediği bir zeminde fiili durum oluşturarak dernekleşebiliriz, cemiyetleşebiliriz,Vakıf kurabiliriz ama devletle muhataplık sendika üzerinden olur. Dünyanın tamamında bu böyledir. Onun için memurlar sendikalaşmadan muhataplık üretemez ve kazanım yolunu açamaz”dedi.