Yüzyıllar önce ecdadımız tarafından yapılan ve bugünlere kadar gördüğü birçok olumsuzluğa rağmen günümüze değin ayakta kalmayı başaran tarihi camilerimiz,yıllara meydan okurken,onarımlarla adeta katlediliyor.
Tarihi değerlerimizin onarım veya tadilatlarında her zaman ciddi kriterler koyarak kolay onay vermeyen Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu,zaman içinde görmezden geldiği onarım ve ilavelere adeta seyirci kalıyor.
Sultan İkinci Murat döneminde Rumeli Beylerbeyi Şah Melek Paşa tarafından 1429 yılında yaptırılan ve adınıda Şah Melek Paşadan alan cami zaman içinde gördüğü bazı onarım ve ilavelerle adeta orjinaliyle dalga geçilir durumda.
Cemaatinin zamanla sayısının fazla olmasından ve caminin cemaati almadığı gerekçesi ile dış kısmı kapatılan cami gelişi güzel yapılan ve aslına uygun olmayan monte şekliyle dikkat çekiyor.Yıllardır bu şekilde kullanılan ve 1990’lı yıllarda yapıldığı tahmin edilen ilavelerin,cami görevlilerinin keyfi uygulamalarınada maruz kaldığı açıkça görülüyor.Cam kısımlarına yapılan özel ilaveler başta olmak üzere merdiven korkulukları üzerine döşenen ve orijinalinde olmadığı açıkça görülen mermerlerin konulması ecdadın eserlerini nasıl katlettiğimizin resmi olurken, yapının kendisindende ders almadığımızı açıkça gösteriyor.
Edirne’de bulunan ve mahalle camileri olarak hizmet veren çok sayıda yapının bu şekilde kullanıldığı,Kurul onayına sunulmadan cemaatin öngörüsü doğrultusunda ilavelerin yapıldığı iddia ediliyor.Camiden istifade eden cemaatin bazıları uygulamaları yerinde bulurken bazılarıda yapılanın yanlış olduğunu ve estetikten uzak olduklarını savunuyorlar.