"1934 yılında çıkarılan İskan Yasası'ndaki Çingenelerle ilgili olumsuz maddenin kaldırılmasını öve öve bitiremediler. Bu bizlere yetmez. Eğitim, barınma, istihdam gibi konularda kesin çözümler istiyoruz" diyen Şallı, "Eğitimsizlik başlı başına bir sorun olmasıyla birlikte sosyal ayrımcılık, gelişen şehir anlayışı içinde topluma uyum sorunları, eğitim, istihdam ve barınma konuları halen Romanların önünde en büyük sorunu teşkil etmektedir. Çadırda yaşayan tek bir Roman kalmayacak dendi. Kentsel dönüşümün etki alanına giren Romanlar, kültüründen uzaklaştırıldı" şeklinde konuştu.
"Sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, demokrasilerde önemli bir yer tutar. Amacı ve hedef koyduğu iradeye sahip çıkar. Temsil ettiği kesimin hak ve menfaatlerin yerine getirilmesinde mücadele eder. Hak savunuculuğu yapar" ifadelerini kullanan Şallı, şöyle devam etti:
"Bunu Roman derneklerinde siyası parti ilişkilerinde görmekteyiz. Temsil ettiği kesimden daha çok birilerine yaranma boyutundadır. Türkiye'de Roman dernekleri içinde olumlu çalışmalar yapan yok mu? Elbette var. Ancak çok yetersizdir. Dernek işine bilen de girdi bilmeyen de. Bilgi, eğitim kapasiteleri yetersiz olanlar verimli olamıyor. Gündemi takip etmeyen, sorunları gerçekçi bir şekilde dile getiremeyen, aman kızmasınlar, darılmasınlar düşüncesi altında dik duramayan Roman dernek ve federasyonlarını görmekteyiz. Bizler Romanların hak ihlali ve toplumda bize yöneltilen ön yargıları kırma mücadelesini veremiyorsak, kimse kusura bakmasın, bu dernek işlerini bırakalım, gerekirse kapatalım. Basında Romanlara yönelik olumsuz Haber veya bazı yanlış değerlendirmelere yönelik Roman STK'ların etkisiz ve dik duramadığını görmekteyiz. Hadi mahalle bazında kalan derneklerini bir kenara bırakırsak Roman Federasyonları ne işe yarar, ne iş yapar? Evet sadece ve sadece ‘siyasete hizmet eder'. Zaten ekonomik yönden perişan olanlar ekonominin dişlileri arasında ezilip gitmektedir. Konuşun arkadaşlar, konuşun. Biz kimlere hizmet ediyoruz, biz ne iş yaparız?"