Birkaç gün önce yine sağanak yağmur vardı.Her sene olduğu gibi bu yılda aynı görüntüleri birkaç kez yaşadık.Yağan yağmurla beraber kentin ana caddeleri ve bazı evlerin bodrum katları sular içinde kalıyor.Kanalizasyon sistemi felç oluyor, yağmur sularını taşıyacak sistem tıkanıyor.Belediyeye yüzlerce telefon ve vidanjör isteği.Yıllardır tekrarlananlar aynı ama çözüm yok.
Oturduğum bina Kutlutaş bölgesinde,1985'de yaptık.1995 yılına kadar sorun yaşamadığımız binada, daha sonraları yoğun yağmurlarda kanalizasyon atıkları içinde kalıyoruz.Yanlış anlaşılmasın kaçak bir yapıda oturmuyoruz.İmarlı, ruhsatlı yeni yerleşim bölgesinde binamız.Mimarımız da Edirne'nin hatrı sayılır mimarlarından Recep Ali Akın ve şu an Belediye Meclis üyesi.Anlatmak istediğim her şeyimiz yasal ve nizami.
Nedendir bilemiyorum yıllardır biraz fazla yağan yağmurda kanalizasyon sisteminde problem yaşıyoruz, binamızı su basıyor, bodrum katımızın yarıya yakınında pislikler yüzüyor.Tabi ki bizim gibi yüzlerce insan telefonlara sarılıp belediyeyi arıyor, sorunlarını anlatıyor ama kalıcı bir çözüm bulunamıyor.Bu nasıl çağdaş bir kent,bu nasıl çağdaşlık hala anlamış değilim.
Dört dönem Edirneyi yönetmekle övüneceksiniz, her türlü üst yapı makyajını yapıp, çiçekler vs. ile insanların gözünü boyayıp, kandıracaksınız ama bizim gibi yüzlerce insanın bok içinde kalmasına çare bulamayacaksınız;buna da başarı diyeceksiniz.Her yağmur yağdığında motorların başında sabaha kadar beklemek mi çağdaşlık, her türlü mikrobu barındıran kanalizasyon atıkları içinde mi yaşamak çağdaşlık, kendimizi kandırmayalım.Lütfen söyleyin Avrupa ülkelerinin hangi kentinde, kasabasında, köyünde böyle bir olay yaşanabilir.
Birileri, kendileri için küçük gibi görünen ama benim ve benim gibi yüzlerce insan için büyük olan bu soruna yıllardır çözüm üretemiyorlar ve kendilerini hala şuyum buyum diye lanse ediyorlarsa ne diyebiliriz.
Yağmurlu gece saat 02:15'de belediyeyi arıyorum, şikayetimi iletiyorum.Güvenlik görevlisi benim gibi çok kişinin aradığını ama ellerinde 1(bir) araç olduğu için sıraya koyduklarını söylüyor.Yanlış değil 1 araç, işte çağdaşlık anlayışı.
Başka yerlere, başka işlere tonlarca paraları harcayacaksınız;böyle önemli bir konuda çözüm üretemediğiniz gibi, 1 tek araçla hizmet vermeye çalışacaksınız.
Çağdaşlık bu ise olmaz olsun.