banner137
banner25

Merhum Dr.Sadık Ahmet Keşan'da düzenlenen panelde anıldı!

Ömrünü Batı Trakya Türklerine adayan ve 1995 yılında meydana gelen şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybeden Merhum Dr. Sadık Ahmet, Keşan’da düzenlenen panelde anıldı.
Edirne Valiliğinin katkısı, Trakya Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen panele katılmak üzere Keşan ilçesine gelen T.B.M.M. Meclis Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Vali H. Kürşat Kırbıyık ve il protokolü tarafından karşılandı.

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen panele, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Saadettin Yağmur Gömeç ve Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitü Müdür Yrd. Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu konuşmacı olarak katıldı. Batı Trakya Türklerinin unutulmaz lideri Merhum Dr. Sadık Ahmet’in ailesinin ve Batı Trakya’dan çok sayıda misafirin katıldığı panelin değerlendirme kısmında bir konuşma yapan Vali H. Kürşat Kırbıyık;” Batı Trakya Türklüğünün yılmaz savunucusu, dava ve mücadele insanı rahmetli Dr. Sadık Ahmet’i doğum gününde hep birlikte anmak, hak ve özgürlük mücadelesini gelecek nesillere aktarmak adına düzenlemiş olduğumuz panelimize teşriflerinizden dolayı her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Tarihimiz boyunca aziz milletimizin varlığını koruması ve geliştirmesinin çok çeşitli bedelleri olmuştur. Orta Asya steplerinden başlayan yolculuğumuzda, 1071 de Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış zamanla 3 kıtada toprakları olan bir cihan İmparatorluğu kurmuşuz.”

Edirne’nin yaklaşık 1 asır boyunca, Osmanlı Devleti’ne başkentlik yaptığını ifade eden Edirne Valisi H. Kürşat Kırbıyık; “Edirne, Payitahtlık yapmış bir şehirdir. Fatih Sultan Mehmet Edirne’de doğmuş, tahta Edirne’de çıkmış, kutlu seferin tüm hazırlıklarını Edirne’de planlamış, İstanbul’un fethini Edirne’den başlatmıştır. Yüzyıllar boyunca Evlad-ı Fatiha’nın huzur ve güven içerisinde yaşadığı başta Balkan coğrafyası olmak üzere Rumeli’de Anadolu’da 19. Yy. başlarıyla birlikte çeşitli acılar yaşamış ve kaybedilen sadece savaşlar olmamış yüzyıllardır Türklerin vatan toprağı olan toprakları da olmuş. Göçler ve acılar yaşanmıştır. Her ne kadar birlikte yürüttüğümüz İstiklal Harbini kazansak da kimimiz Anavatanın toprakları dışında bu kutlu Türk davasını sürdürmek durumunda kalmıştır. Bu noktada Anavatanın ötesinde Türklük davasını sürdürme bayraktarlığını nasıl Azerbaycan’da rahmetli Ebulfeyz Elçibey yürüttüyse, Kıbrıs’ta nasıl rahmetli Rauf Denktaş yürüttüyse, Batı Trakya Türkleri için de bu bayraktarlığı rahmetli Dr. Sadık Ahmet üstlenmiştir. Dr. Sadık Ahmet’in eşsiz azmi, kararlığı, cesareti, özgüveni, liderliğini her yönüyle az önceki panelimizde gördük, bilgilendik.  Bu anlamda da panelistlerimize çok teşekkür ediyorum. Tabii, rahmetli Dr. Sadık Ahmet’in mücadelesi öyle bir mücadele ki, sadece bulunduğu bölgede değil, sözde demokrasinin simgesi olan, demokrasi naraları atan batının da gerçek yüzünü ortaya koyan bir mücadeledir. Bugün Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’da bağımsız Milletvekili olabilmek için %3 lük bir baraj var. İşte bu barajı koyduran korkunun adı aslında rahmetli Sadık Ahmet olmuş ve bugün de aynı korkuyu aynı şekilde hissettiklerini görüyoruz. Müslüman Türk azınlığının eğitim hakkından, vakıf kurma hakkına kadar getirilen kısıtlamalar. Seçilmiş müftülerimize yapılan baskılar. Vatandaşlıktan çıkarmalar. Demografi yapıyı değiştirme çabalar. Siyasal hakların engellenmesinde yatan korku, hep aynı korkudur. Dün olduğu gibi bugün de Batı Trakya Türkleri kimliklerini, dinlerini, inançlarını her türlü baskıya rağmen korumaktadırlar. Müslüman Türk toplumunun kuşaktan kuşağa aktarılan bu mücadelesi için yürekten kutluyor ve bu mücadelede emeği geçen gayret sarf eden herkese şükranlarımı sunuyorum. Yine bu salonda özellikle Batı Trakya’dan gelen misafirlerimizle birlikte olmaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Ecdadımızın her noktasını nakış nakış işlediği medreselerle, camilerle, kervansaraylarla, köprülerle donattığı Edirne’nin sınırları 6 bin kilometre kare gibi gözükse de aslında gönül coğrafyamızın, özellikle Balkanlardaki gönül coğrafyamızın çok daha geniş bir alanı kapsadığını burada bulunan herkes benim kadar biliyor. Ben şehre gelen misafirlerimize şehrimizi anlatırken gurur duyduğum bir hususun özellikle altını çiziyorum. Ben bu şehrin 204. Valisiyim. 1361 yıllından itibaren, Lala Şahin Paşa ile başlayan bir misyon Osmanlı döneminde de Cumhuriyet döneminde de devam etmiş ve bugünlere kadar gelmiş. Bunun şu sebeple altını çiziyorum. Bizler Edirne Valiliği olarak, devletimizin tüm kurumları olarak her zaman sizlerin yanınızdayız, emrinizdeyiz.  Bugün de böyle yarın da böyle olacak. Allaha şükürler olsun ki her türlü imkana sahibiz. Bizler sizlerin yanında olmaktan büyük bir gurur ve memnuniyet duyuyoruz. Çok kıymetli misafirlerimiz sözlerime son verirken çok değerli Dr. Sadık Ahmet’i bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum. Başta kıymetli hocalarım olmak üzere bu panelin hazırlanmasında emeği geçen herkese kalben şükranlarımı sunuyorum. Yine bugün ki programımız dahilinde ülkemizden Yunanistan’a doğru giden son kavşak noktası olan köprülü kavşağın adını Dr. Sadık Ahmet köprülü kavşağı olarak değiştiriyoruz. Bu noktada da Karayolları Genel Müdürlüğümüze, Ulaştırma Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Çok anlamlı bir isim değişikliği oldu. Işık hanımla sohbetimizde belki kendisi söyler diye bırakmıştım ama müsaadenizle ben belirteyim. Rahmetlinin ismi birçok yere verildi ancak 3 yer bizler için çok önemli dedi. 1.’si Dışişleri Bakanlığının bulunduğu caddenin Dr. Sadık Ahmet caddesi olması çok önemli. 2. olarak İstanbul’da Fener Rum Patrikhanesinin bulunduğu caddenin ismi Dr. Sadık Ahmet olması çok önemli. 3. olarak ise bu kavşağa adının verilmesi. Yunanistan’dan gelişte ve Yunanistan’a giderken herkesin bu kavşağı görmesi ailemiz ve davamız için çok önemli olduğunu söyledi. Bu noktada duyarlılık gösteren herkese tekrar teşekkür ediyorum. Teşrifleriyle bugün bizleri onurlandıran T.B.M.M. Başkanımıza özellikle şükranlarımı arz ediyorum.” şeklinde konuştu.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 20. yüzyılın başlarından itibaren Balkanlar'da ve Batı Trakya'da Türklerin ağır bedeller ödediğini söyledi.

Batı Trakya'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Destici, şunları kaydetti:

"Bugün Türkiye Cumhuriyeti daha güçlüdür, çok güçlüdür. Bundan sonra geçmişte yaşanan zulümleri ya da katliamların bir kere daha yaşanmasına, yaşatılmasına Türkiye Cumhuriyeti Devleti müsaade etmez ve etmeyecektir. Bunu da herkesin bilmesi lazım. Tıpkı 1974 Kıbrıs Barış Harekatı nasıl gerçekleştirilmişse bugün de oradaki Türk ve Müslüman azınlığa eğer bir zulüm ya da bir katliam yapılmaya kalkılırsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti hazırdır ve bugün zaten Yunanistan'ı da bu anlamda büyük bir korku sarmıştır."

Destici, Batı Trakya Türklerinin hak ve özgürlük mücadelesinin sembol ismi Dr. Sadık Ahmet'i rahmet ve minnetle andığını ifade etti.

Batı Trakya Türklerinin savunucusu Dr. Sadık Ahmet'in eşi ve Dostluk Eşitlik Barış Partisi (DEB) Onursal Başkanı Işık Ahmet ise Dr. Sadık Ahmet'in bıraktığı eserleri ve fikirleri yaşatmaya devam ettiğini dile getirdi.

Dr. Sadık Ahmet'in Batı Trakya'da hep ilklerin adamı olduğunu anlatan Ahmet, "İlk doktorlardan olmuştur, Batı Trakya'daki ilk cerrahtır ve ilk bağımsız milletvekilidir. Toplumun sorunlarını uluslararası platformlara ilk taşıyandır. Batı Trakya Türklerinin ilk ve tek siyasi partisi DEB'i 12 Eylül 1991 tarihinde kurandır. Türk olduğu için ilk defa hapse atılandır." diye konuştu.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Edirne Valiliği ve Trakya Üniversitesi tarafından Keşan ilçesinde katıldığı "Dr. Sadık Ahmet Paneli"nde yaptığı konuşmada, Batı Trakya Türklerinin sembol ismi merhum Dr. Sadık Ahmet'in bugün 76. doğum günü olduğunu hatırlattı ve kendisine Allah'tan rahmet diledi. TBMM Başkanı Şentop, büyük mücadele veren dava adamlarının sadece hayatta yaptıklarıyla değil, öldükten sonra da sembolleşen isimleriyle büyük mücadelelere ışık tuttuğunu, Dr. Sadık Ahmet'in de Batı Trakya Türklerinin mücadelesinin bayrağı ve sembol ismi olduğunu vurguladı.

Batı Trakya'daki Türklerin mücadelesine sadece bir siyasi parti veya milletvekili olarak değil, tüm Türkiye olarak sahip çıktıklarını anlatan Şentop, "Bütün bir Türkiye olarak, Türkiye'de yaşayan 85 milyon insan olarak Batı Trakya'da yaşayan kardeşlerimizin yanındayız. Onların davasının arkasındayız. Bu, Türkiye'de dönemsel olarak bir sahip çıkma meselesi değildir. Türkiye var olduğu müddetçe, 85 milyon insanımız var olduğu müddetçe, Batı Trakya Türklerinin yanındayız." diye konuştu. TBMM Başkanı Şentop, Batı Trakya'daki Türklerin verdiği mücadelenin, Yunanistan'ın uluslararası hukuka ve imza atmış olduğu taahhütlerine uyması için verdiği bir mücadele olduğunu vurguladı. Türkiye'nin tarihindeki en zor dönemlerde bile istiklal ve bağımsızlık mücadelesinden vazgeçmediğinin altını çizen Şentop, "Şimdi Türkiye tabii ki yüzyıl öncesinin Türkiye'si değil, çok daha güçlü bir Türkiye var. İstiklalini muhafaza etmek için, kanının son damlasına kadar mücadele eden bir milletten bahsediyoruz." ifadelerini kullandı. TBMM Başkanı Şentop, son dönemlerde Yunanistan'ın Türkiye karşıtı bir tutum sergilediğini söyledi.

"Türkiye düşmanlığı üzerine bir millet olma esası getirmeye çalışıyorlar" diyen Şentop, şöyle devam etti.

"Yunanistan'da Türkiye karşıtı bir tutumun sesini yükselttiğini belki de biraz seçimle alakalı olarak bunun gündeme taşındığını, Türkiye düşmanlığının pik yaptığını, yükseldiğini görüyoruz. Bir başka ülkeye olan düşmanlık üzerine kendi milli varlığını izah etmeye çalışan bir ülkenin bu milli varlığını koruyabilmesi, sürdürebilmesi mümkün değildir. Yunanistan'ın yapmış olduğu budur. Yunanistan kendi tarihi değerleri, kültürü üzerine değil, Türkiye düşmanlığı üzerine bir millet olma esası getirmeye çalışıyor. Bu, sürdürülebilir, korunabilir, savunulabilir bir şey değildir."

"Bir devlet komşularına karşı zaman zaman, uluslararası alanda bazı ülkelere dayanarak, o ülkelerin kucağına oturarak efelenmeye kalkarsa bunun başarılı olmadığını, tarihin her döneminde gördük." diyen Şentop, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yunanistan'ın yaptığı budur. Amerika Birleşik Devletleri'nin belki elli birinci eyaleti olmayı da göze alacak şekilde, ekonomik ve askeri bakımdan kendi bağımsızlığını risk ve tehdit altına sokacak şekilde, gözü kara bir Türkiye düşmanlığıyla sürdürmeye çalışıyorlar. Yunanistan'a faydası yok. Yunanistan'da yaşayan insanlara, kendi halkına faydası yok. Ama Türkiye'nin de böyle bir devleti ciddiye alması, öyle bir ligde yarışan, varlığını sürdüren bir devleti ciddiye alması mümkün değil. Bu açıdan söylüyoruz ki Türkiye'nin dostluğu çok kıymetlidir ama Türkiye'nin düşmanlığı da çok tehlikelidir. Dolayısıyla Türkiye'ye karşı herkesin harekete geçerken, konuşurken, hesap yaparken çok dikkatli olması lazım."

Doğu Akdeniz'de, adalar meselesinde hukuki durumların doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Şentop, bu konuların gündeme geleceği, konuşulacağı ortamı Yunanistan'ın ateşleyip tetiklememesi gerektiğini, yoksa hukuken de uluslararası hukuk bakımından da bazı sürprizlere hazır olmasının icap edeceğini söyledi.

Türkiye olarak hem çevrelerinde hem de dünyada barış, istikrar ve huzur istediklerini anlatan Şentop, bunun için de ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurguladı.

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen Dr. Sadık Ahmet Paneli'nde, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadettin Yağmur Gömeç, Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu konuşma yaptı.

Dr. Sadık Ahmet'in eşi ve DEB Onursal Başkanı Işık Ahmet'e Keşan Belediyesince verilen fahri hemşerilik beratı belgesi TBMM Başkanı Şentop tarafından sunuldu.

Panele, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı ve AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım, Dışişleri Bakanlığı Edirne Temsilcisi Büyükelçi Murat Ahmet Yörük, Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Şengörür, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba, protokol üyeleri ve Batı Trakya'dan gelenler katıldı.

Panelin ardından Şentop ve beraberindekiler Dr. Sadık Ahmet Köprülü Kavşağı'nın açılışını yaptı. Açılışının ardından Şentop, Dr. Sadık Ahmet'in ailesi ve beraberindekilerle fotoğraf çektirdi.

Keşan'da köprülü kavşağa Dr. Sadık Ahmet’in ismi verildi.

Panelin ardından tüm katılımcılar ve misafirler ile birlikte Dr. Sadık Ahmet in isminin verildiği köprülü kavşağa geçildi. Keşan’da, Yunanistan’a doğru giden son kavşak noktası olan köprülü kavşağın adı geçtiğimiz günlerde alınan Keşan Belediyesi Meclis kararı ile Dr. Sadık Ahmet Köprülü Kavşağı olarak isimlendirilmiş oldu.

Dr. Sadık Ahmet Köprülü Kavşağının bulunduğu bölgeye gelen T.B.M.M. Meclis Başkanı Prof. Dr. Sayın Mustafa Şentop, Valimiz Sayın H. Kürşat Kırbıyık, Rahmetli Dr. Sadık Ahmet’in ailesi ve misafirler bu alanda fotoğraf çektirdiler.

banner148
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner30