Genel Merkez görevlendirmesi ile vatandaşlarla istişare etmek ve partisinin teşkilatlarını ziyaret ve bilgilendirme çalışmaları yapmak üzere Edirne’ye gelen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya düzenlediği basın toplantısında son günlerde gündemi meşgul eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için Milliyetçi Hareket Partisinin bakanı gibi davranıyor ifadelerini kullandı.
Partisinin il binasında düzenlenen basın toplantısında gazetecilerle bir araya gelen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya son zamanlarda Cumhur İttifakı içerisinde çeşitli farklı anlayışlar ortaya çıkmaya başladığını belirterek “özellikle İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu üzerinden yapılan tartışmalar Cumhur İttifakının bir diğer bileşeni olan Milliyetçi Hareket Partisinin özellikle sayın Soylu’ya vermiş olduğu destek,sanki Cumhur ittifakı içerisinde sayın Soylu üzerinden bir farklı mücadele yaşandığı ipuçlarını hepimize veriyor”diyerek Süleyman Soylu’nun Cumhur ittifakının kırmızı çizgisi olduğunu belirtti ve “Görünen o ki sayın Süleyman Soylu Cumhur İttifakının kırmızı çizgisi haline dönüşmüş durumda ve görünen yine o ki, her ne kadar siyasi kimliği Adalet ve Kalkınma Partili olsa da sayın Süleyman Soylu Milliyetçi Hareket Partisinin bir bakanı gibi kabinedeki görevini ifa etmeye çalışıyor”ifadelerini kullandı.
Saadet Partisinin bazı hedefleri olduğunu ve Türkiye siyasetinde 50 yıldır varlığını sürdürdüğünü belirten Genel Başkan Yardımcısı Kaya “Sadet Partisi olarak bizim milletimizle asgari müşterek oluşturmak gibi bir hedefimiz var.Bizim en önemli özelliğimiz kendi rengimizi muhafaza ederek toplumumuzun bütün kesimleri ile iletişime geçebilme becerisi göstermemizdendir.Biz 50 yıldan bu yana siyaset yapıyoruz.50 yıldan beri,yarım asırdır Türkiye siyasetinin merkezindeyiz.Bizim Türkiye siyasetinin merkezinde oluşumuzu Türkiye’de farklı siyasi partilerle kurmuş olduğumuz ittifaklar,koalisyonlar çerçevesinde görebilirsiniz.Bizim derdimiz milletimize hizmet etmektir.Bizim derdimiz Edirne’mizden,Kars’ a varana kadar bütün coğrafyada insanlarımızın sorunlarını çözebilecek adımları atabilmektir”dedi.
“Ülke zorlu bir süreçten geçiyor”diyen Genel Başkan Yardımcısı Kaya “bu zorlu süreç ifadesi bir muhalefet partisi genel başkan yardımcısının dile getirdiği öyle zorluluklar değil,gerçekten zorlu bir süreçten geçiyoruz”dedi ve en önemli sorunun kamplaşma,ve doğru düzgün ortak bir zeminde konuşamama olduğunu kaydetti.
Farklı siyasi tercihlerin olabileceğini ama ülke meselelerinin ortak bir zeminde değerlendirilmesi gerektiğine inandıklarını belirten Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya “siyasetin kullandığı dil kamplaşma ve kamplaşma neticesinde yüklenen kin ve nefret maalesef şu anda ülkemizde neredeyse iç barışımızı tehdit edecek noktaya doğru hızla geliyor.O yüzden herkes bir kere şu gergin olan ipin uçlarını bir kere bıraksın.Öncelikle şu insanların birbirleriyle konuşabilecekleri farklı tercihlerine rağmen konuşabilecekleri bir zemini oluşturma gayreti içerisine girsin ve sonrasında bizim aşılmayacak sorunumuz yok.Çözülmeyecek sorunumuz yok.Biz bütün problemlerimizi aşabiliriz”dedi.
Başkanlık sistemine karşı olmadıklarını ve yıllardır savunduklarını belirten Kaya,şu an uygulanan siteme karşı olduklarını belirterek aksayan yönlerini dile getirdi. “Bir sistemin ruhunda denge ve denetleme yoksa,bir sistemin ruhunda hesap verilebilirlik yoksa o sistemin adının başkanlık olması parlamenter sistem olmasının hiçbir anlamı yok”diyen Kaya “ilkelerden kastımız bizim,bu saydığım ilkelerle donatılmış bir sistem olması gerekiyor.Böyle olmadığı takdirde ülkenin huzura kavuşmayacağı çok net ve açık.Sayın Cumhurbaşkanı dün yaptığı açıklamada da yine,Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine atıf yaparak hızlı karar alma süreçlerinin ortaya çıktığını ve bunun Türkiye’ye kazanım olduğunu söyledi.Biz öyle olduğunu düşünmüyoruz.Hız bazen felaket getirebilir.Eğer siz Suriye’de hızlı karar aldık,Suriye’de ilk adımı attık dediğiniz için o gün başkanlık sistemi yoktu ama hızlı karar almayı o günkü koşullarda doğru bir şey olduğunu söylüyorsanız bugün hızlı karar almanın Türkiye’ye maliyetinin ne olduğu öngörmeniz lazımdı.Eğer siz bugün hızlı karar alarak Afganistan’a asker göndermenin neticesinde Afganistan’ da ki o küresel rekabetin içerisinde Türkiye’yi bir argüman haline dönüştürecekseniz hızlı karar almanın sonuçlarını o zaman görebilirsiniz.Hızlı karar almak diyorsunuz! Bugün Osmangazi köprüsünü yaptınız hızlı kara aldınız.Yavuz Sultan Selim köprüsünü yaptınız hızlı karar aldınız.Kütahya’da Zafer Havaalanını yaptınız hızlı karar aldınız.Önünüze çıkıp ta “ne yapıyorsunuz?” diyen olmadı.Hatta fizibilite raporlarını açıklayarak ya biz şöyle şöyle bir şeyler yapacağız diye kamuoyuna açıklama ihtiyacı bile hissetmediniz,hızlı karar aldınız ama aldığınız hızlı kararların bir çoğunun bedelini bu millet ödemeye devam ediyor.O zaman hızlı karar almak değil,sağlıklı doğru karar almak öncelikli olmalı ve ayrıca bizim bir sistemde insanların meclisi çok önemli bir noktada görmesi gerektiğine inanıyoruz.Meclis temsilde adaleti sağlayan bir merkezdir”dedi.