Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş Edirne’de düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada başlayacak olan eğitim ve öğretim yılına dikkat çekerek asıl eğitimi 4 ana başlık altında toplamak gerektiğini ve bunların Aile, Sosyal çevre (arkadaş, akraba, mahalle, iş vs ortamları), Medya ve okul yoluyla verilmesi gerektiğini kaydetti.
İlk, orta ve liseye giden 20 milyon, Üniversite öğrencileriyle beraber bu sayının 25 milyon olacağını ifade eden Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş; nüfusumuzun üçte birine yakınının okullara başladığını ve 2 yıla yakın bir süredir yaşanan kısıtlamalardan dolayı yeniden okula başlamanın adaptasyon süreci gibi sorunları beraberinde getireceğine inandığını belirtti.
Eğitimin, fertler ve milletler hayatında müstesna bir yeri oluğunu hatırlatan İriş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreninde yapmış olduğu bir konuşmadan aldığı cümleyi paylaştı. “19 yıldan beri eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadık. Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz. Medyamız en modern alt yapıya sahip ama bizim sesimizi yansıtmıyor.Ülkemizde, geçmişten bugüne uygulanan eğitim öğretim sistemi; çocuklarımıza, sadece maddi bilgi yükleme üzerine kuruludur.Dünyadaki hakim fikri anlayışın ve fiili düzenin, sadece ardından giderek, kendimize çok daha iyi bir medeniyet inşa edemeyeceğimize inanıyorum”dediğini hatırlatan İriş “Evet, yukarıdaki tespitlere katılıyoruz. Ama çözümlerin de iktidarın omuzlarında olduğunu herkes gibi biz de biliyoruz. 19 yıldan beri, iktidarda olup hala tespitlerle meşgul olacaksak, çözümler ne olacak? İşleri kim yapacak”diye sordu.
Ana başlıkları açarak konuşan İriş “ Aile yuvasında ebeveyn çocuklara, doğruluğu, dürüstlüğü öğretirse, azmi ve çalışkanlığı aşılarsa, tembellik, bencillik, yalancılık ve bunun gibi olumsuzluklardan korursa, sevgi, merhamet, fedakârlık, sabır gibi güzel hasletleri kazandırabilirse, özetle, güzel ahlaklı bir insan olarak yetiştirirse, aile görevini yapmış olur.Sosyal çevre ise yaşadığımız tüm ortamların kötülüklerden arındırılması, milli bir hedef haline getirilmelidir. Güzel ahlakı tahrip eden tüm olumsuzluklardan korunmak çok önemlidir. Bu kötülüklerin başında adaletsizlik, haksızlık, yolsuzluk, rüşvet, haksız kazanç gibi şeyler gelir. Bunun yanında ehliyet ve liyakatin değersizleşmesi, adam kayırma gibi pek çok kötülüğü sayabiliriz. Haksızlıklar karşısında sessiz kalmak, nemelazımcılık belki de en büyük kötülüklerden biridir. Medya ise insan eğitimine en büyük etkiyi yapan unsurlardan biridir. Islah edici, iyiliği teşvik edici bir hal taşıyorsa ne güzel.
Vurmayı, kırmayı, dedikoduyu, israfı, ifsadı değil. Yani milletimizin sesini yansıtmalı.
Medya konusu başlı başına incelenecek bir konudur.Okul ise okuldaki eğitimi de üç başlık altında inceleyebiliriz”dedi.
Binaların kaliteli olmasının eğitiminde kaliteli olduğu anlamına gelmediğini, öğretmenin eğitimin temel direği olduğunu, okul binalarında kırık dökükler olsa, müfredat /sistem sorunları olsa bile tıkanıklığı iyi bir öğretmenin aşabileceğini ifade eden İriş “bir öğretmen hem sistemden hem de okulun fiziki şartlarından çok daha önemlidir. Bundan dolayı öğretmen yetiştirilmesi konusu çok titizlikle ele alınmalıdır. Öğretmenlik bilgi, becerinin yanında bir sanattır. Öğretmen olacakların seçimleri de, eğitim-öğretimleri de özel olmalıdır. Çünkü gençliğin yetişmesinde öğretmenlere büyük sorumluluk düşmektedir. Diğer taraftan marifet iltifata tabidir. Külfet nimet dengesi sağlanmalıdır. Unutmayalım ki eğitimi pahalı bulanlar bedelini ağır öderler”şeklinde konuştu.
Milli Görüş olarak 50 yıldır haykırdıklarını belirten İriş “Milletimizin derdi bizim derdimizdir. 50 yıldır haykırıyoruz. Önce ahlak ve maneviyat diye. Bunun öneminin anlaşılması için çırpınıyoruz. Derdimiz topyekün milletçe ayağa kalkma davasıdır. Bu davada da eğitim en önemli konudur.Yönetme sorumluluğu taşıyanlara sesleniyoruz; Artık lütfen kabul edin. Mevcut eğitim düzeni sınıfta kalmıştır, iflas etmiştir. Artık kendi özümüze, kendi değerlerimize dönmenin zamanı geldi, geçiyor. İyi insan yetiştirmek mecburiyetindeyiz”dedi.