Dr.Altun “kısıtlama değil tam kapatma olmalı!”

Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Gürcan Altun 11 Aralık’ta ülkemize gelecek ve uygulanmaya başlayacak olan Çin menşeili aşı hakkında bilgiler verdi ve vatandaşların endişe etmesini gerektirecek bir durum olmadığını, herkesin aşıyı vurdurması gerektiğini belirtti.

Gazetecilerle bir araya gelen ve soruların cevaplayan Dr.Altun, Edirne’de yaşayan birçok kişinin aşıyı farklı yorumladığını ve farklı bir gözle baktığını belirterek Çin aşısının üretime geçilen diğer iki aşı gibi faz 3 çalışmasını tamamlamadığını ara raporlama yöntemi ile faz 3 çalışması öncesinde aşının vurulmaya başlandığını kaydetti.

Dr.Altun açıklamasında “Sağlık bakanımızın açıklamalarına göre 11 Aralık'ta aşı ülkemize geliyor. Ancak 11 Aralık'ta ülkemize geliyor olması bu aşının hemen uygulanmaya başlayacağı anlamına gelmez.Çünkü diğer aşılarda olduğu gibi ülkemize gelen tüm aşılar Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Halk Sağlığı laboratuvarlarında bunlara ilişkin güvenlik testinin yapılmış olması gerekiyor.Bunu ülkemize ithal edilen Çin menşeli aşı için söylüyorum.Buna ilişkin henüz daha faz 3 denilen çalışmalar devam etmekte.Yani aşının etkinliğini göstermeye yönelik çalışmalar buna ilişkin henüz çalışmadıkları için yayınlanmış bir rapor mevcut değil.Ancak buna ilişkin ara rapor ya da Sağlık Bakanlığı değerlendirerek etkinliği konusunda herhangi bir sıkıntı yoksa ve bu yapılan işte gerek Türkiye ilaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile aşıya ilişkin ara rapor değerlendirmelerinde şeffaf bir biçimde toplumla Türk Tabipleri Birliği ve uzmanlık derneği ile paylaşır ve bilimsel görüşler oluşur ve toplumsal bir katılım olursa aşılama konusunda herhangi bir sorunla karşılaşmadan bunun hayata geçirilmesi söz konusu olabilir”şeklinde konuştu.

Aşılama ile dünyanın bu virüsten kurtulup kurtulmayacağını yönünde yönetilen bir soruyu cevaplayan Drç.Altun “Aslında aşılanan bireyler hasta olmayacak.Ancak hastalığı bulaştırmayacak anlamına gelmez!Bu nedenle aşılanan bireylerin mutlaka bireysel korunma önlemlerini sürdürmek zorundadırlar.Çünkü toplumsal bağışıklık oranı yüzde 70'lere ulaşmadan eğer bu rahat davranma gibi, maske kullanmama, hijyene dikkat etmeme, kalabalık yerlerde bulunma gibi bir takım davranışlarda bulunursak aşılanmamış insanlar için bir potansiyel oluşturacak.Sağlık sistemi üzerindeki yükü de kaldırmayacak ve ciddi anlamda sorun oluşturacak.Bu yüzden aşılanan bireylerde maske kullanmak zorundadırlar”dedi ve uygulanan kısıtlamaların uzun vadede yarar sağlamayacağını,alınacak tam kapanma ile bunun mümkün olabileceğini ifade etti.Altun açklamasında “İlk başta hafta sonu akşam saatlerinde sokağa çıkma yasağı vardı. Saat 20:00 ile 10:00 arasındaydı.Devamlı olmayan kısıtlamalar hastalıkla mücadelede yeterli değildir.Tam kapanma gerekir.Hala aynı şeyi söylüyoruz.Bu hastalıkla mücadele etmek için 14 gün en az tercihen 2 dönemi kapsayan 28 günlük tam bir kapanma ile bu hastalığın ancak önüne geçebilmek mümkündür.Tüm ülke buna uymak ve uygulamak zorundadır”dedi.

Aşıyı üreten firmanın 1993 yılından beri aşı üretiminde yer alan bir firma olduğunu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından “iyi üretici” belgesi almış bir firma olduğunu hatırlatan Dr.Altun “geçmişte ürettiği hepatit A yani sarılık hastalığının A tipi olan dışkı ve ağız yoluyla geçen hastalığa karşı üretmiş olduğu aşılar dünyada kullanılmakta ve Corona virüse karşı yöntemle üretilen aşıdır bu”ifadelerini kullandı.

Salgının önüne geçmenin toplumsal bağışıklığı yüzde 70 seviyesine çıkarmak olduğunu belirten Altun “bağışıklığın yüzde 70 orana en azından ulaşması gerekir.Kontrol altına alınabilmesi için salgını ne zaman önüne geçeceğiz?Dünyadaki yaşayan tüm insanların hepsi bağışık olduğu zaman önüne geçmiş olacağız.Ancak tabii ki burada yeniden hastalık yapabilme potansiyeli de var bu virüsün.Onu da biliyoruz. Bu arada bir takım bilimsel çalışmalarda bunu sıklık oranının ne olduğunu ya da antikor titrasyonu dediğimiz vücudumuzun ürettiği bağışık maddelerinin düzeyine göre hangi düzeyde koruyucu olduğu bilinirse bilimsel çalışmaların sonucuna dayanarak yineleme dozları yapılarak bunun önüne geçilebilmesi söz konusu olacaktır”dedi.