Edirne’nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kavacık köyünde 2 yıl önce kurulması planlanan ve köylülerin girdiği hukuk mücadelesi sonrasında Edirne İdare Mahkemesi’nin 2020/1057 esas kararı Yürütmenin Durdurulması Kararı verilen Karma Organize Sanayi Bölgesi yapım işi köylüler tarafından sevinçle karşılandı.
Köylülerden Fehmi Yelken, Hasan Orman ve Sami Yaygaran tarafından açılan davanın kararı bugün köy meydanında vatandaşlara okundu.
Köy meydanında toplanan kalabalık grup üzerinde “köyümüzde OSB istemiyoruz”yazılı pankart ile OSB kurulmasına karşı olduklarını gösterdiler.
Kurulması planlanan Karma Organize Sanayi Bölgesi’ne karşı çıkan köylülerin, Danıştay 6’ncı Dairesi’ne başvurmaları sonrası bilirkişi bölgede inceleme yapmış ve söz konusu bin 700 dönüm araziye OSB kurulmaması yönünde karar çıkmıştı.
Konu hakkında açıklama yapan Avukat Bülent Kaçar; “Edirne İdare Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonrasında mahkemenin söz konusu arazi için Karma OSB projesinin köye, canlılara, tarıma, topraklara, gölete, ormana kısacası doğaya vereceği zararlar bilimsel olarak kanıtlanmıştır denilmiştir” dedi.
Edirne Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün söz konusu araziye "Kuru Marjinal Tarım Arazisi" dediğini belirten Avukat Bülent Kaçar “tapudaki vasfının Çalılık olduğu gerekçesiyle "Kapsam Dışı Alan" olarak değerlendirerek 5403 Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun kapsamı dışına çıkarma kararı almıştır.Bu karara karşı Kavacık köyünün büyüklerinden Hasan Orman, Sami Yaygaran ve Fehmi Yelken köylülerini temsilen itiraz etmişler ancak logosunda "Gıdayı Koru" yazan Bakanlık tarım topraklarını korumak yerine maalesef şimdi bilimsel ve hukuksal olarak haklı çıkan itirazlarımızı reddetmiştir.Tarım ve Orman Bakanlığının mutlak tarım arazisi ve özel ürün arazisi niteliğindeki tarım topraklarına sahip çıkmaması üzerine Kavacık köyünün büyükleri Edirne İdare Mahkemesinde iptal davası açmak zorunda kalmışlardır. Yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilimsel rapor ile müvekkillerin haklılığı kanıtlanmıştır”dedi.
Av.Bülent Kaçar mahkemenin Faaliyet alanının bulunduğu alanın etrafında yerleşim yeri, sulama göleti, tarım alanları, orman alanları, mera alanları ve bunlardan elde edilecek tarımsal ürünler ve burada yaşayan canlıların birbirlerine bağlı olduğu, yaşam koşulları açısından birbirlerinden etkilendiklerini belirterek “ bu bölgeye Karma Organize Sanayi bölgesi yapılması durumunda tarımsal üretimin zarar göreceği ve doğanın zarar görmesi durumunda da bunun telafisi mümkün olmayacağı için; dava konusu alanda yapılması planlanan “Karma Organize Sanayi Bölgesi” için uygun bir alan/bölge olmadığı, Tarımsal üretim için çok önemli olan bu bölgenin tarımsal üretim yapmak için kullanılması gerektiği, Tarımsal üretim dışında hiçbir şey için kullanımının uygun olmadığı," şeklinde tespit ve görüşlere yer verilen mahkeme kararına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Edirne Valiliği'nce itiraz edildiği, yapılan itirazların raporu kusurlandıracak nitelikte görülmediği, bilirkişi raporunun mevcut haliyle hükme esas alınabilecek mahiyette olduğu görülmüştür denilen karara göre keşif sırasında 7 farklı noktadan alınan toprak numunelerinin analizi sonucunda, 5 tanesinin, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na göre Özel Ürün Arazisi Niteliğinde olduğu, 2 tanesinin ise 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na göre Mutlak Tarım Arazisi Niteliğinde olduğunun belirtildiği, bu itibarla dava konusu arazinin, çalılık vasfında olmadığı anlaşıldığından, davacılar tarafından, Edirne İli, Uzunköprü İlçesi, Kavacık Köyü sınırları içerisinde yer alan 115 ada 238, 118 ve 175 nolu parsellerde kayıtlı bulunan ve Karma Organize Sanayi Bölgesi amacıyla tarım dışı amaçla arazi kullanım iznine yaptıkları itirazın reddine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığının 10.07.2020 tarih E.1929176 sayılı işlemi ile bildirilen Edirne Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 16.06.2020 tarih E.1628180 sayılı işleminde, dava konusu taşınmazlara ilişkin etüt raporu ve arazi fotoğraflarının Bakanlığa sunulmasına ilişkin 17.06.2020 tarih E.1651083 sayılı işlemde ve 30.09.2016 tarih 1036 sayılı işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır”dedi.
“Hukuka açıkça aykırı bulunan işlemlerin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların meydana gelebileceği kuşkusuzdur”denilen karar göre “Hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemlerin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz yolu açık olmak üzere, 14.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”denildi.
Köy halkının verdiği hukuk mücadelesinde konuşan davacılardan Sami Yaygaran “biz Kavacık Halkıyız, emeğimizle ve onurumuzla köyümüzde yaşıyoruz. Köyünü, topraklarını ve doğal yaşamını savunan Kavacık köylülerini, Köy dışında yaşayan bize sürekli destek olan evlatlarımızı,Kavacık Köyü Muhtarımızı davasına sahip çıktığı için hedef gösterenlere, Kavacık köylülerini marjinal grup diyerek aşağılayanlara, Millet iradesini ağızlarından düşürmeyip köyümüzü kurban etmek isteyenlere,Halkçılık nedir bilmeyenlere,
Kanuna aykırılıkta ısrar edenlere,Halka rağmen hazine arazilerini ucuza kapatanlara,
tek sözümüz var, artık yeter. Kavacık halkı olarak mahkeme kararına saygı bekliyoruz”dedi.
Köylülerden Ayşe Fidancı ise fabrikaların olacağı yere karşı olduklarını söyleyerek “bizim topraklarımız gayet verimlidir. Bunları eğer isterlerse kırsal bölgelere yapabilirler. Gerekirse bizim burada zaten fabrikalarımız var. Onları onarsınlar, onlar zaten buralara yeterli”dedi.
Köylü kadınlardan Sevim ceylan ise köylerine OSB istemediklerini ve söz konusu alanın hayvan otlattıkları alanlar olduğunu belirterek “bizim göletimiz orada. Tarlalarımız oradan sulanıyor. Bu fabrikaları başka yerlere değerlendirsinler. Bir sürü yol boyunda fabrikalar var. Neden onları değerlendirmezler de köyümüzü bizim yok etmeye çalışırlar? Biz köyümüzü yok etmeye izin vermeyeceğiz. Gerekirse makinelerin başında, makinelerin altında can vereceğiz.canlı bomba olacağı yenide oraya fabrika kurdurmayacağız”dedi.
Söz konusu OSB alanı ise köy mezarlığının bir bölümünü de içine alıyor. Köy mezarlığında 2010 yılında şehit düşen P.Çvş. Oğuz Yelken'in de şehitliği bulunuyor ve OSB sınır şehit mezarını da içine alıyor.