Edirne Merkeze bağlı Enez İlçesi sırları içerisinde yapılması planlanan bentonit Ocağı çalışmalarına bölge halkının tepkisi giderek artıyor.Verimli tarım topraklarının yer aldığı Enez ilçesine bağlı Hasköy, Sütçüler, Işıklı ve Şehitler köyleri arasında bulunan 8 bin dönüm büyüklüğündeki 1 sınıf tarım toprağı üzerinde açılması planlanan “Bentonit Ocağı Kapasite Artışı, Kırma-Eleme, Öğütme ve Paketleme Tesisi”işine bölge ve köy halkı tepkilerini giderek arttırıyor. Bugüne kadar yapılan bilgilendirme toplantıları ile köylüyü bilgilendiren ve olası dezavantajları kamuoyu ile paylaşan CHP İl Genel Meclis Üyesi Şenol Kılıç, bölgede böyle bir işletmenin açılması ile verimli tarım topraklarının katledileceğini, sulu tarımın yapılması için tamamlanan alt yapı çalışmalarının da heba olacağını kaydetti.
12 köy muhtarının yoğun olarak çaba sarf ettiği Bentonit ocağı açılmaması yönündeki çağrılara çevreciler, duyarlı vatandaşlar ve bazı hukukçularda destek veriyor.
Edirne Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından Enez ilçesi sınırları içinde bulunan muhtarlıklara gönderdiği yazıda; ilgili alanda 22 Mart 2022 tarihinde, saat 13.30’da Şehitler Köyü kahvesinde halkın katılımı toplantısı gerçekleştirileceği çağrısı üzerine kamuoyu oluşturmaya çalışan vatandaşlar ocağın işletmeye açılmaması için her yolu deniyorlar.
Şikayet dilekçeleri başta olmak üzere basına ve kamuoyuna yapılan açıklamalarla konuyu gündemde tutmaya çalışan vatandaşlar ve köy muhtarları yaklaşık 12 bin futbol sahası büyüklüğündeki verimli 1. sınıf tarım arazisinin yok olmamasını istiyorlar.
Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş sonrasında tüm dünyada gıdanın önemi bir kez daha ortaya çıkarken Türkiye’nin verimli tarım topraklarını maden ocaklarına çevirme girişiminin akıl tutulması olduğu yorumları yapılıyor.
Özel bir şirket tarafından açılmak istenen 5 adet bentonit (killi toprak) ocağının 4 köyün arasında yer alacağı ve diğer çevre köyleri etkileyeceği gibi verimli tarım toprakları da elverişsiz hale getireceği ifade ediliyor.
Bölge halkının tarım ve hayvancılıktan başka bir üretim faaliyetlerinin olmaması, arıcılık faaliyetlerini yok edeceği, Planlanan proje alanının tarıma elverişli sahalar içinde yer alması, DSİ mülkiyetinde bulunan sulama yapılarının bulunması, yerleşim yerlerine çok yakın olması, İşleme tesislerine taşınacak olan malzemenin mevcut tarım arazilerinin içinden geçmesi sonucu mahsullere zarar vereceği, mevcut alanlardaki yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleteceği, nemlendirme çalışmalarında kullanılacak arazöz sayısının yetersiz olacağı, oluşacak pasa atıklarının tarım arazilerinde depolanacağı ve bu alanlardaki tarım arazilerinin vasıflarının ve ekim için artık vasıflarını kaybedeceği, yerleşim yerlerindeki kamyon ve diğer makine ve ekipmanlarının oluşturacağı gürültüden etkileneceği, proje alanının “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak yer alması, pasa sahalarında tarım arazilerinin kullanılması, altmıştan fazla tarım arazinin vasfının kaybetmesi, ÇED Başvuru dosyasının tarım arazilerinde projenin yer alması sebebiyle başvurunun iptal edilmesi gerektiği, Çevre Düzeni Planında proje alanları Tarım arazisi ve Orman Arazilerinin yer almasına rağmen projenin sürecinin devam ettirilmesi, Tarım ve Orman Bakanlığından proje konusunda görüş alınmaması gibi lehte olan bir çok madde olmasına rağmen ısrarla ocak açılmasına anlam veremediklerini belirten ÇED Başvuru Dosyasının sürecinin sonlandırılarak iptal edilmesini talep ettiler.
Yaklaşık 30 yıldan buyana geçmiş hükümetler döneminde de gündeme alınan ve çalışmalarına başlanılan ve Trakya’nın GAP’ı olarak nitelendirilen Hamzadere barajının hemen altında ki alana yar altı sulama sistemlerinin taşınmış olması, hidrantların konulması ve bölgeyi sulu tarımla buluşturulması projesi ile tamamen tezat olan çalışma sayesinde sulu tarımın yapılamayacağı açıkça görülürken ısrarla ruhsat verilmek istenmesi şaşkınlık yaratıyor.
Konu hakkında konuşan bölge sakini ve heykeltıraş Timuçin Çakaloz, arazinin yapısını çok iyi bildiğini belirterek “bu arazide bol miktarda silisyum var. Silisyum kuartz malzemesi kırıldığı zaman nefes yoluyla ciğerlerimize kadar girer, son derece kanserojendir.Buradaki toprak örtüsü kaldırılırsa, rüzgar yolu ile bu silisyum toz Keşan’a kadar ulaşır”dedi.
Bölgede çiftçilik yapan Bekir Keser’de “ayçiçeği ektiğimizde bitkinin yapraklarına gelecek olan bu beyaz tozlar ayçiçeğimizi kanser edecek ve sonuçta ürün alamayacağız.Verimi düşürecek. Ayçiçeği alamadığımıza görede ayçiçeği yağ üretimi de düşmüş olacak. Sonuçta bugün yaşadığımız olayları görüyoruz. Rusya’dan ayçiçeği gemileri geçti diye söylüyorlar boğazdan. Ama böyle olursa hep gemi bekleyeceğiz Bu arazinin üzerine hidrantlar yapıldı. Ama hidrantlar daha sulama yapılmadan üzerine bu olaylar geldi. Hepsi anlamsız ve bir çelişki var.Şu anda Türk çiftçisini iyice bitiriyorlar”dedi.
Bölgeye yakın köy Çeribaşı köyü muhtarı Tezcan Meriç’te “biz geçen akşam bölge köy muhtarları olarak 12 muhtar toplandık. Şehitler köyünde yapılması planlanan bentonit fabrikasına karşıyız. Bunların çevreye, doğaya, tarıma, hayvancılığa çok büyük kötülükleri olacak.O yüzden biz bölge muhtarları olarak tamamen buna karşı çıkıyoruz”şeklinde konuştu.
Koca Ali köyü muhtarı Ahmet Kavak’ta muhtarlar olarak toplanıp bir karar verdiklerini ve karşı olduklarını ifade ederek “ çevrenin talan edilmesini istemiyoruz. Trakya’nın GAP’ının altında oluyor bu olaylar. Devlet bir yandan tarım için yatırım yapıyor, bir yanda çevreyi katlediyor”dedi.
Kadir Keser isimli üretici ise “karşıda görülen Hamzadere barajı ve bu barajdan yer altı sulama sistemleri yeni geldi ve burada daha hiç sulama yapılmadı. Devlet bunları getirdi Allah razı olsun. Ama biz sulama yapmadan daha bunlar tarımı yok etmek için bir şeyler yapılmaya uğraşılıyor. Biz buna şiddetle karşıyız. Yapılmasını istemiyoruz”şeklinde konuştu.
Uzun bir süredir konuyu takip eden ve gündeme taşıyan CHP İl Genel Meclis Üyesi Şenol Kılıç’ta verimli tarım toprakları üzerinde açılmak istenen 5 adet bentonit ocağının bin 1120 futbol sahası büyüklüğünde olduğunu ve 8 bin dönüm alanı kapsayacağını kaydetti.
Kılıç “bu gördüğümüz uçsuz bucaksız tarım alanlarında bir şirket tarafından 5 adet bentonit ocağı açılmak istenmekte. Bu ÇED çalışmasının yapılması talep edilen alan 8 bin dönüm alandır. Başka bir tarifle bin 120 futbol sahası büyüklüğündedir. Her yıl bu ovadan binlerce ton ayçiçeği ve buğday üretimi yapılmaktadır. Gıdanın tarımın önemini her geçen gün daha iyi hissetmekteyiz. Bir taraftan buğday, ayçiçeği ithal ediyoruz, bir taraftan bu verimli ovaları yok etmeye çalışıyoruz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Bu alanda birbirine yakın dört tane köyümüz var. Hasköy, Işıklı, Şehitler, Sütçüler köylerimiz. Bahse konu alanda bu köylerimizin birleşkesi içinde. Soruyorum buradan? Burada binlerce vatandaşımız geçimini çiftçilikle sağlamakta. Bu insanlar ne olacak? Ayrıca burada hayvancılıkta kayda değer şekilde yapılmakta. Buranın hayvanları nerede otlayacak? Nerede beslenecekler? Bu proje daha müracaat aşamasında ilgili bakanlıkça iptal edilmesi, kabul edilmemesi gereken bir proje. Görmüyor mu bakanlık yetkilileri bu alanın birinci sınıf tarım arazisi olduğunu? Bilmiyorlar mı? Biz burada bu ocakların, bu çevre katliamının bu alanda tarıma indirilecek büyük darbe olan bu girişimin kesinlikle karşısındayız”ifadelerini kullandı.
Sanatçı Esen Akmaz Çakaloz ise yapılacak çalışma ile tarım topraklarının tamamen bitirilmek istendiğine dikkat çekerek “verimli tarım toprağı bir kere kaldırıldıktan sonra milyonlarca yılda oluşan tarım toprağının tekrar oluşması bizim ömrümüz süresince geçerli görünmüyor. Burada sadece bu verimli tarım topraklarından olmayacağız, aynı zamanda ormanlarımızda tehlike altında. Çünkü planlanan projede hemen yanı başında büyük br orman arazisinden bahsedildiğini görüyoruz. Buda çevre açısından büyük bir tehlikedir. Bu projenin gerçekleşmesini kesinlikle istemiyoruz. Buna herkesin duyarlı ve katılımcı olmasını istiyoruz”dedi.
Yıllar önce köylerinde açılan taş ocaklarından dolayı mağdur olan Yazır köy muhtarı Nejat Avcı ise “1985 yılından bu yana köyümüz çevresinde açılan ocaklardan dolayı hayvancılık ve otlatma konusunda sıkıntılarımız daha fazla oldu. Böyle bir verimli arazide bu işlerin yapılması hiç kabul edilecek bir durum değil. Artık gıdanın dünyada ve ülkemizde ne olduğunu çok iyi biliyoruz.1 santim verimli toprağın oluşması için binlerce yıl gerekiyor. Böyle bir tarım arazisinde bunu yapmak cinayettir. Buraya girildiği zaman tozdan dumanda kimse duramaz. Burada 600-700 kg buğday alınıyor. 400-500 kilogramda ayçiçeği alınıyor. Bu bölgenin en verimli toprağı burası. Böyle bir arazide bu cinayettir.Biz bunan kesinlikle karşıyız.”dedi.
Söz konusu alanda halihazırda buğday,ayçiçeği ürünleri yetiştirilmekte olup sulu tarım içinde Hamzadere barajından yer altı sulama (kapalı devre) sitemleri ile oldukça geniş bir alana su aktarımı sağlandı.