Vali Utandırdı!

Edirne Valisi Hasan Duruer katıldığı sempozyumda yaptığı açılış konuşmasında Edirne tarihini katledenleri adeta utandırdı.Konuşmasında tarihi değerlere sahip çıkmayanları eleştiri yağmuruna tutan Vali Duruer “şehri koruduğumuzdan ben şüpheleniyorum”diyerek adeta salonda bulunan ve üzerine vazife olanlara soğuk bir duş etkisi yaptırdı.

Edirne Halk Eğitim Merkezinde düzenlenen etkinlik iki bölüm halinde yapıldı.Edirne Valiliği tarafından düzenlenen sempozyuma Prf.Dr.Şaduman Sazak başkanlık ederken Şehir Kimlik ve medeniyet konularında Prf.Dr.Saadettin Ökten, Anıtlak Kurulu mu? Bilim ve Koruma kurulu mu? Kuruluş, yetki ve Sorumlulukları konusunda Zinnur Büyükgöz, Restitüsyonda Süreç ve Taksim Kışlası konusunda ise Soner Özel ilk oturumda ki konu başlıkları ile sempozyuma katıldılar.

Açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Edirne Valisi Hasan Duruer Edirne’de göreve başlayacağı zaman Edirne’ye İstanbul yolu üzerinde karayolu ile geldiğini ve kentin girişinde kendisini iki minarenin karşıladığını belirterek “bu Selimiye olamaz.Herhalde Selimiye cami farklı bir yerde dedim.Ancak bir gördük ki Selimiye camiiymiş.Türkiye’de her yerde olduğu gibi burada da etrafı binalarla kapatılmış”diyerek imar kirliliğine dikkat çekti.

Şehirlerin korunduğundan şüphe duyduğunu belirten Vali Duruer “başta idarecilerimiz olmak üzere, belediyelerimiz,mimarlarımız,mühendislerimiz ve bu şehir de yaşayan insanlar olmak üzere tarihi eser nedir? Nasıl korunur?Nasıl korunması gerekir?O bilgi ve kültüre sahip değiliz”diyerek eleştiride bulunarak hiç kimsenin bu konuda eğitim almadığını vurguladı.

Edirne'de kültürel kimliğin muhafaza edilmeye çalışılmasına rağmen geçmişte yapılan birçok hatanın varlığına işaret eden Vali Duruer, şunları kaydetti:

''Geçmişe baktığımızda Edirne esasında bir kale şehridir. Ancak kale duvarlarından eser yok, sadece temelleri kalmış durumda. Sonra araştırdığınız zaman, zamanının idarecileri tarafından, bu vali, belediye başkanı olur, kale surlarının satıldığını görüyorsunuz. Yine Türkiye'nin ilk yapılan askeri hastanelerinden bin 250 yatak kapasiteli bir hastanenin şu an yerinde yeller esiyor, Edirne çöplüğü olarak kullanılıyor. Bu hastanede zamanın idarecileri tarafından yıkılmış ve satılmıştır. Yeni Saray içler acısı durumda, 1878 Türk-Rus Savaşı'nda Rusların eline geçmesin diye, kendimiz dinamitlerle havaya uçurmuşuz.''dedi.

Tarihi mezarlıkların da içler acısı bir durumda olduğunu ifade eden Duruer, ilk defa imitasyon mezarlığı Edirne gördüğünü söyledi.

Duruer, Edirne'deki imitasyon mezarlığın Selimiye Camisi'nin arka tarafında bulunduğunu belirterek, ''Taşlar ziyan olmasın diye bir araya getirip suni mezarlık yapılmış. Öte yandan, maalesef ağaç dikmeyi bir eser sanıyoruz. Şehirler betonlara mahkum olduğu için ağaçları sadece park, bahçe, mezarlık ve askeriyede görebiliyoruz. Her önüne gelen istediği yere ağaç dikiyor. O ağaç büyüdüğü zaman, tarihi eserin görüntüsünü örter mi diye düşünülmüyor '' şeklinde konuştu.

Duruer, tarihi yapıların ve kültürün korunması için, işin ehline teslim edilmesi gerektiğini kaydetti.

Mimar Sinan Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Sadettin Ökten de şehirlerin toplumların yansıması olduğunu söyledi.

Günümüzde gökdelen yapılarının hızla yükseldiğini belirten Ökten, mimari yapıdaki değişim nedeninin kültürel deşişimden kaynaklandığını kaydetti.

Sempozyumun ikinci oturumunda ise Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Prof. Dr. Metin İlkışık, Prof. Dr. Nuran Kara Pilehvarian da birer konuşma yaptı.

Kentin imar ayıplarını bir bir salona anlatan Vali Duruer’in konuşmalarında ise Edirne’de yıllarca imar konularında söz sahibi olmuş Edirne Belediye Başkan yardımcısı Nihan Akdere ve Namık Kemal Döleneken’in başlarının öne eğilmesi ise dikkatlerden kaçmadı.