Bir bardak suda fırtınalar koptu ya ona
yanıyorum!Bulgaristan’ın İvanova köyü yakınlarında bulunan barajın gövdesinin
bir kısmında yaşanan yıkım ve sonrasında ilimiz sınırlarına kadar ulaşan ve
devamında Saroz’a dökülen Meriç nehri.Aslında her yıl olduğu gibi bu yılda
yüreğimizi ağzımıza getirdi.
Getirdi getirmesine de; aslında daha bir şey olmadı.Kimse
farkında değil! Önümüzdeki 15-20 gün içinde bunun iki katı su ile mücadele
edeceğimizin.Altını çizmek istiyorum.Niyetim felaket tellallığı yapmak
değil.Ama olacağı bu.Asıl olan suyun önceden geliyorum dediğini bilmemiz ve
gereken önlemleri almamızdır yada alabilmemizdir.DSİ sayesinde kurulan
istasyonların an ve an su ölçümlerini www.dsinehirdebileri.com
adresindeki sitesinden öğrenmek ve gelecek suyun ne kadar olduğunu bilmek kadar
güzel bir şey yok.Yıllardır bu işi yapan ve rakamlarla hareket eden bir
gazeteci olarak iyiki DSİ varmış diyorum.
Aslında Meriç,Tunca ve Arda nehirlerinin ilimize yarattığı
etkiden ziyade bu nehirler üzerinde bulunan ve Bulgaristan topraklarında ki 24 adet barajıda çok iyi bilen ve çoğunu yerinde görüp inceleyen ve
bilgi alan bir gazeteciyim.Bir çoğu stratejik amaçla yapılmış ve toprak dolgu
gövdeden ibaret olan barajlardır.Bakımsızlıktan olacağı da budur ve ileride
tekrarlayacağı bir gerçektir.Edirne’de zararı az oldu belki ama Biser adı
verilen köyü gidip yerinde inceledim ve İvanova köyünün altında kalan bu köyde
yarattığı yıkımı çok net bir şekilde gördüm.Allah yardımcıları olsun! Sabah
saat 08:00 da büyük bir gürültü ve evinizin önünden geçen dere adeta kükrüyor
ve boyu 3 metreye varan bir dalga ile önüne ne varsa katıp gidiyor.Biz ise “su
geldi gelecek, yok taşkın kapıda, yok Edirne’de sel alarmı, yok Edirne’yi sel
aldı” haberlerini yapa duralım.
Bulgaristan tamamen dağlık ve ormanlık bir bölgeden
ibaret.Doğa öyle bir kurmuş ki oradaki düzenini, yağan kar eridiği zaman ve ardından gelen yağmur ve lodos akan üç nehrin sularını adeta bir toplardamar gibi topluyor ve barajların depolama noktasına taşıyor.Suyun aktarımı ise denildiği gibi "Bulgar baraj kapaklarını açtı demekle olmuyor"Yani baraj kapağı açmak falan yok.Sadece savakların üzerinden gelen su var.Çünkü hidrolik kapaklı barajı hiç yok Bulgaristan'ın.Kaldı ki adamların suyu tutmak gibi bir dumlarıda yok.Enerji üretimine yönelik barajlar olduğu için suyu üretim esnasında tribünleri çevirmek için alttan az az bırakıyorlar.Bize gelen ise savaklardan gelen yani barajın en üst kısmından gelenler.Hali ile ani bir erime de hazin sonla karşılaşmamız içten bile değil.Toplamak ve depolamak elbette Bulgaristan’ın elinde ve hakkı.Biz neden
yapamıyoruz? Dersek Yapamayacağımız gün gibi ortada.Çünkü bizde öyle doğal bir
havuz yok ve düz ovaya kurulmuş bir memleketiz.Dağların arasından yılan gibi
kıvrılan nehirlerin önüne Bulgaristan’da set yapmak çok kolay ve sonrasında
suyu depolayıp enerji üretmek en doğalı.
Yani kısacası Bulgaristan’da yıkılan bu baraj aslında baraj
falan değil.Bir nevi gölet!...
Eğer ki yıkılacak olan bir baraj varsa ve bu baraj
İvoloygrad barajı olursa Allah sonumuzu hayretsin…..Edirne başta olmak üzere
Lüleburgaz’a kadar olan tüm alan sular altında kalır ve çok ciddi can kayıpları
yaşanır.
Peki biz bu kadar sıkıntılı süreçte ne yapıyoruz? Biz sadece
işin şovundayız.Ortada fol yok yumurta yok su taşkın sahası içinde akıp gidiyor
yok askeri birlikler, yok İl Sağlık müdürlüğü araçları, yok Kızılay, yok
İtfaiye, yok Sivil savunma.Hepsi şov başka bir şey değil.Bakın Tunca nehri
biraz arttı ve Tunca köprüsünü araç ve yaya trafiğine ulaşıma kapattı.Kapatma
nedeni sel falan değil cahillik!Normal zamanda yağmur suyunu tahliye etmek için
ecdat yağmur olukları bırakmış.Tunca nehrinin seviyesi yükselince su bu
gözlerden girerek köprüye doluyor ve köprünün kapanmasına neden oluyor.
Demek ki iki deliği tıkamak lazım.Nasıl mı? Bir parça lastik
şambrel veya buna benzer bir parçayı o iki deliğe tıkayıp şişirip su girişini
engellemek lazım.Ama biz ne yaptık?Sadece baktık.Araçlarımızı getirip ulusal
basına malzeme yaptık.Kim sorarsa hepsi iş başında!Bir çoğu o buzlu suların
içinden Devletin araçları ile bilip bilmeden geçiyor ve araçlara inanılmaz
zararlar verdiklerinin farkında bile değiller.Dahası senaryodan hasta bile
getirdiklerini yada kurtarma yaptıkları bilgisi bile bizlere ulaştı.
Neyse asıl olan bunun daha bir şey olmadığıdır.Tüm kurum ve
kuruluşlar üzerlerine düşeni yapıyor ama, biraz daha dikkatli ve hassas
olunmalı diye düşünüyorum.
Anlaşılacağı gibi 12 milyon TL ye sözüm ona Meriç nehri
temizlendi ve boş bir harcamaydı.Yani birilerinin cebi iyi para gördü.Görünen o
ki temizlik boş iş.Onu yapacağınıza uygun bir yerden aynı paraya bir kanal
açsaydık ta suyu Meriç nehrine paralel ayrı bir yerden bay pass edebilecek bir
proje geliştirseydik a benim avanak yetkililerim….
Taşkın şovvvvv!
Bir bardak suda fırtınalar koptu ya ona yanıyorum!Bulgaristan’ın İvanova köyü yakınlarında bulunan barajın gövdesinin bir kısmında yaşanan yıkım ve sonrasında ilimiz sınırlarına kadar ulaşan ve devamında Saroz’a dökülen Meri
10 Şubat 2012 Cuma 21:25