HANGİ ABBAS YOLCU!

Geçen hafta CHP'de mahalle delegelerinin tespit edileceği seçimler vardı. Edirne Merkez ilçeden önce diğer ilçelerin seçimleri tamamlanmıştı. 2 dönem milletvekilliği yapmış, yanlış hatırlamıyorsam parti meclisi üyeliği görevinde de bulunmuş Rasim Çakır, Uzunköprü'de mahallesinden delege seçilememişti. Edirne Belediye Başkanı bu sonuca o kadar çok sevinmiş olacak ki gazetelere bile "Abbas yolcu" açıklamalarında bulunmuştu. Hatta daha da ileri giderek, bütün ilçelerdeki delegeleri de kendilerinin alacağını, özellikle merkez ilçede 24 mahallenin 23 tanesinde listelerinin kazanacağını iddia etmişti. Oysa Rasim Çakır yıllarca Hamdi Sedefçi'yi destekleyen bir kişiydi. Şöyle veya böyle partiye de uzun süre hizmeti olmuştu. Şimdi bu kişinin delege olamamasına bu kadar sevinmek nasıl bir duygudur, yorumu size bırakıyorum. Delege tespitleri, gelecek dönem seçimlerinde her makama aday olacaklara oy verecek kişilerin  belirlenmesi açısından çok önemlidir. Bu nedenle aylar önce kılıçlar çekilmiş saflar hemen hemen belli olmuştu. Bir tarafta Belediye Başkanı ve Milletvekili Recep Gürkan'ın başlarında olduğu ekip ile karşı taraf ta 5 civarında ayrı ayrı gruptan oluşan ve son günlerde güçlerini birleştiren ekip. Merkez ilçe de Belediye Başkanlığı makamının verdiği tüm avantajlar devreye sokulmuştu. İddialara göre işe alma vaadleri, işten çıkarma tehditleri, üyeleri makama çağırma yada telefonla oy isteme, kullanılan yöntemlerin başında geliyormuş. Son yapılan meclis toplantısında başkan ve meclis üyelerinin bir bölümünün, partilerinin grup kararına rağmen mahalle muhtarlarına yaptıkları aylık 200 liralık para yardımının da delege seçimleri için olduğu söyleniyordu. Bu kadar ufak hesabın yapılacağını hiç düşünemezdim ama gerçekten de bazı muhtarların aktif bir şekilde çalıştıklarını gözlerimle gördüm. Makamın gücü, yetkisi ve etkisi çok önemli. Belediye ile işi olanlar, Belediye ye iş yapan müteahhitler, yani çıkar ilişkisi olanlar ne yapabilir? kimden yana olabilirler? ne dediğinizi duyar gibiyim. Hadi bunlar bir yana, aylar önce altın kemer olayından sonra Sedefçi'ye karşı bayrak açan ilçe başkanına ne demeli? Yine sazı sözü dinlenen ve sevdiğim saydığım avukat bir arkadaşın son anda yaptığı manevraya ne demeli. Yıllarca taşımacılık konusunda alternatif olmak isteyen ve benimde tekelin kırılmasının halka fayda sağlayacağı için desteklediğim, dolmuş taksi uygulamasının devreye sokulmasını isteyen ama belediye tarafından sürekli engellenen taksici esnafını temsil eden derneğin yaptıklarına ne demeli. Milletvekilinin birisinin kendi seçim döneminde büyük destek aldığı yere destek vermesi doğal karşılanabilir, peki 2. vekile ne demeli. Ben bir şey demiyorum, belki yanlış izlemişimdir, umarım kendilerinin söyleyecekleri vardır. Seçimlerin ilk 5 günü epeyce mahalle de galip gelen Sedefçi ve yandaşları, ilçe kongresini kazanacak durumda olduklarından emindiler. Bu nedenle kendine göre dikensiz gül bahçesi isteyen Sedefçi, basına verdiği demeçte özellikle il başkanı Şükrü Ciravoğlu'na hitaben "Abbas yolcu" demişti. Son 2 gün ise delege sayıları en yüksek olan yeni yerleşim bölgesinde seçim olacaktı. Bu 4 mahallede de kazanacaklarını tahmin etmelerine rağmen büyük bir bozguna uğradılar. Adeta üyelerin tokatlarını yüzlerinde hissettiler. Kendi oğlu dahil ağır toplarının çoğu sandıktan çıkamadı. Kırmızı liste ile katılan ekip galip geldi ve epeyce kişinin de yüzünü güldürdü. Yani yolcu olan Abbas, bu sözü söyleyeni ve yandaşlarını çok kötü kızarttı. Son 2 gün yapılan seçimler sonucu, birileri açısından dengeler alt üst oldu. Her şeyi yapmayı mübah olarak görenler şimdi zora girdiler ve ne yapacaklarını şaşırdılar. Böylece önce merkez ilçe, sonra da il seçimi  için tüm hesapları bozuldu. Ben de çok merak ediyorum hangi Abbas yolcu acaba? kızaran mı yoksa kızartan mı ?