banner78
banner25

Buğday için artık çok geç!

Edirne’de 1 milyon 200 bin dekar buğday ekili alanı etkilediği tahmin edilen hastalıkla ilgili olarak açıklama geldi.

Hastalığa Sarı Cücelik Virüsü adı verilen bir virüsün neden olduğu ve 2000 yılından buyana Trakya bölgesinde görüldüğü belirtildi.

Yaşanan sorun sonrasında ilk açıklamayı yapan Edirne Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz Trakya bölgesinin tamamında ekili olan buğdaylarda hastalığın belirgin olarak boy gösterdiğini ancak sebebini bilemediklerini aktarmış,bu konuda yetkililerden destek istenmişti.

Verimlilik açısında Türkiye’nin buğday ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayan Trakya’daki buğdaylarda görülen ve bitkide sararma,kısa kalarak kuruma şeklinde baş gösteren hastalığın üreticiyi zor duruma soktuğu ve verimde ciddi düşüşe neden olduğu gibi ülke genelinde ürün kaybına da neden olacağı endişesi taşınmaktaydı.

Üreticinin aydınlanması için bugün Edirne Tarım İl Müdürlüğü konferans salonunda çiftçilerinde geniş katılımıyla gerçekleşen bir toplantı düzenlendi.Toplantıda konuşan Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü uzmanı Prf.Dr.Havva İlbağı söz konusu hastalığın “Sarı Cücelik Virüsü” hastalığı olduğu ve zirai mücadelesinin söz konusu olmadığını söyledi.Türkiye’nin hastalıkla 2000 yılında tanıştığını ve o günden buyana zaman zaman belli bölgelerde görüldüğünü belirten Prf.Dr.Havva İlbağı hastalıkla en etkin mücadelenin ekili alan yakınlarında bulunan yabani otlarla mücadele ile olduğunu söyledi.Yabani otların arasına yerleşen bir tür sineğin virüse neden olduğunu ve ekim yapıldıktan sonra söz konusu otların arasından virüsün tarlada bulunan bitkilere sıçradığını belirten Prf.Dr.Havva İlbağı “merkeze bağlı üç köyde sarı cücelik virüs hastalığının yoğun olarak epidemi yaptığı görüldü.İlçeler bazında baktığımızda ise yer yer hastalığın etkisi var.Ancak merkeze yakın üç köyde gerçekten sıkıntı büyük”diyerek 2000 yılından buyana bölgede bu konuda araştırma yaptığın kaydederek bölgedeki en önemli virüsün sarı cücelik virüsü olduğunu belirtti.

Olayın basından duyması ile konuya dikkat çevirdiğini belirten Prf.Dr.İlbağı hastalığın baş göstermesi ile bazı üreticilerin farklı metotlar uygulayarak hastalıkla mücadele etmeye çalıştığını gördüğünü belirterek “bu hastalık virüs hastalığı.Bu hastalığa yönelik kimyasal bir ilaç yoktur.Çeşitli uygulamalar duydum.Sütle mücadele gibi,pas ilacı atmak gibi.Hayır; bunların hiçbirisi etkili değildir”dedi.

“Hastalıkla mücadele yok değil” diyen ancak hastalığın bulaştıktan sonra yapacak bir şey olmadığının altını çizen Prf.Dr.İlbağı “ben çiftçilerimizi özellikle uyarmak istiyorum.Herhangi bir şekilde süt uygulaması yada farklı kimyasal maddeler uygulamayın.Bu tip farklı bilgilerede kesinlikle itibar etmeyin.Çünkü etkili değil.Bu aşamadan sonra yapacak bir şey kalmıyor.Mücadele metotlarını uygularsak bu hastalıkla mücadele etmemiz mümkün.Geç ekmek ve yabani otla mücadele önemli”şeklinde konuştu.

Öneri olarak da bölgede son zamanlarda çok farklı çeşitlerde buğday ekildiğini ve bölgeye has buğday çeşidinin ekilmesinin mücadele anlamında daha etkili olacağını söyleyen Prf.Dr.İlbağı; tarla kenarında bulunan her türlü yabani ot’un bu virüsü barındırabileceği düşünülerek,ekim öncesi tarla etrafı başta olmak üzere ekim alanına yakın ne kadar yabani ot varsa temizlenerek yok edilmesinin hastalıkla mücadelede önemli rol oynadığını kaydetti. 


banner148
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner30