Sağlık Bakanı Recep Akdağ hafta sonu programına aldığı
Edirne’de gezi ve incelemelerde bulundu.Bakan Akdağ dün akşam saatlerinde
geldiği Edirne’de konakladıktan sonra sabah ilk ziyaretine Edirne Valisi Gökhan
Sözer’e yaparak gerçekleştirdi.Bakan Akdağ Valilik ziyareti ardından,Edirne
Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’yi makamında ziyaret etti ve kentin sorunlarını
dinledi.
Vali Gökhan Sözer'i makamında ziyaret eden Bakan Akdağ,
burada yaptığı açıklamada, Türkiye'de 9 yıldır ciddi bir sağlık dönüşüm
programı uyguladıklarını söyledi.
Sağlık hakkının,
temel bir hak olduğunu ifade eden Bakan Akdağ, ''Yani bir insanın yoksul
olması, ya da kırsalda yaşaması asla sağlık hizmeti alma konusunda bir
olumsuzluk oluşturmamalı. Programımızı başından beri bunun üzerine kurduk.
Yoksul ve dar gelirli vatandaşların sağlık hizmetini kolay alabilmesi gerekir.
Zaten varlıklı insan genellikle sağlık hizmetini rahat şekilde alacak bir imkan
bulur'' dedi.
Bakan Akdağ, Türkiye'de obezite ile ilgili çalışma
başlatacaklarını, sigara konusunda yakaladıkları başarıyı obezite konusunda da
yakalamak istediklerini belirtti.
Obezite konusunda farkındalık yaratmak için medyaya büyük
görevler düştüğünü anlatan Bakan Akdağ, ''Şimdi önümüzde fazla kilolarımız ve
hareketsizliğimizle ilgili mücadele var. Buna siz değerli basın mensupları da
katkı verecek. Çünkü belli bir konuda farkındalığın artırılması ve bireyin
davranışlarının değiştirilmesi konusunda yazılı ve görsel medyanın çok büyük
rolü var. El ele vereceğiz, birlikte çalışacağız. Sigara konusunda verdiğimiz
mücadeleyi obezite konusunda da vereceğiz'' diye konuştu
Valilik ziyareti sonrasında Edirne Belediye Başkanı Hamdi
Sedefçi’yi makamında ziyaret eden Bakan Akdağ burada Başkan Sedefçi ile bir
süre kentin sorunları hakkında konuştu ve Sağlık bakanlığı ile belediyeler
arasındaki çalışmalardan bahsetti. Bakan Akdağ, Edirne Belediye Başkanı Hamdi
Sedefçi'ye yaptığı ziyarette de Selimiye Camisi'ni her gördüğünde
heyecanlandığını belirterek, ''Bence gençlerimiz ve çocuklarımız kentteki
tarihi dokuyu mutlaka ziyaret etmeli''diye konuştu.
Edirne'nin
Türkiye'nin incisi bir şehir olduğunu, kentte müthiş bir tarihi dokunun yer
aldığını ifade eden Akdağ, şöyle devam etti:
''Hiç bir
ziyaretimde Selimiye'ye doymadım. Selimiye'yi görmemek bir insan için büyük bir
kayıptır. Müthiş bir tarihi, mimarı yapı ama sebebini bilmiyorum, ben
Selimiye'yi her görüşümde heyecanlanıyorum. Açıkçası hiç bir ziyaretimde
Selimiye'ye doymadım. Bunu her vatandaşımızın görmesi lazım. Bu tarihi dokuya
sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum.
Edirne'de müthiş
bir tarihi doku var. Belki burada yaşayan vatandaşlarımız bunun farkında değil.
Elbette yurt dışından gelenler tarafından ziyaret ediliyor burası ama bence
önce kendi gençlerimiz ve çocuklarımı bu tarihi dokuyu mutlaka ziyaret etmeli.
Çanakkale'ye kadar gelipte Edirne'ye gelmemek bana göre büyük bir ayıp, tur
şeklinde düşünmek lazım. Bizi Çanakkale'ye getiren, oradaki ruha taşıyan tarih
Edirne'den başlıyor.''
Bakan Akdağ,
belediyelerin içme suyu başta olmak üzere çevreyle ilgili işlemler hususunda
önemli görevler yaptıklarını belirtti.
İçme suyunun
sürekli olarak kontrol edilmesinin özellikle su yoluyla bulaşan hastalıkları
önleme açısından önemli olduğunu ifade eden Akdağ, ''Türkiyede bu anlamada
sağlıkta dönüşüm programıyla çok büyük mesafe aldık. Sağlıkta dönüşüm
programından önce yılda 30 bine yakın tifo vakası görülürdü. Bunların önemli
bir bölümü suyla bulaşırdı. Türkiye'de son 4 yıldır şükürler olsun önemli
hiçbir salgın görmedik. Mevzi olarak çok küçük problemler çıkabiliyor bunlarda
norovirüs dediğimiz oldukça dirençli virüsler, bunlar batılı ülkelerde de
görülebilen küçük olaylar olarak karşımıza çıkabiliyor”dedi.
Halk eğitim merkezinde sağlık çalışanları ile bir araya
gelen bakan Akdağ Türkiye'de her 100 bin hastaya 160 doktor ve 200 hemşire ebe
düştüğünü bildirdi.
Sağlık Bakanı
Recep Akdağ, sağlık çalışanları ile bir araya geldi. Sağlık çalışanlarının
üzerinde iş yükünün çok fazla olduğunu, bu yükü azaltmak için çalışma
yaptıklarını ancak bazı meslek kuruluşlarının buna karşı çıktığını ifade eden
Akdağ, ''Bu meslek kuruluşları, on yıllarca öyle bir iki senede değil,
Türkiye'de sağlık çalışanı, doktor, hemşire sayısı artmasın diye mücadele
verdi'' dedi.
Türkiye'deki
sağlık çalışanlarının sayısını, Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa bölgesindeki 53
ülke ile kıyaslayan Akdağ, şöyle devam etti:
''Bu 53 ülkede
her 100 bin kişiye toplamda 360 doktor düşmekte. Türkiye'de her 100 bin kişiye
160 doktor düşüyor. Bu doktorların iş yükünü kat kat artırıyor. Yine aynı
Avrupa bölgesinde her 100 bin kişiye 700 kişi ebe hemşire düşmektedir.
Türkiye'de her 100 bin kişiye 180-200 hemşire, ebe düşüyor. Ne oluyor bu sefer
Türkiye'de sağlık çalışanlarının iş yükü çok büyük. Meslek birlikleri, sayılar
artmasın diye yıllarca mücadele verdi. Şimdi yeni kadrolar alıyoruz, kadro
açıyoruz, üniversiteler telaşla itiraz ediyor. Bu kadar yükü hemşirenin,
ebenin, sağlık çalışanlarının sırtına neden vuralım.
Efendim bu
sayıların artırılması sağlık çalışanının iş gücünün ucuzlatılması anlamını
taşıyormuş- Bu kadar, hakikaten öngörüşsüz bir iddia olamaz. Allah'a şükür biz
dünya ülkesiyiz. Biz yılda yüzde 9'a yakın büyüyen bir ülkeyiz. Dünyanın en
hızlı ekonomisi büyüyen ülkeler arasındayız. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde
150-200 bin sağlık çalışanına, 70-80 bin doktorumuz rahatça kamuya girecek
gücümüz var.''
Ak Parti il başkanlığı ziyaretinde gazetecilerin soruların
yanıtlayan Bakan Akdağ burada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumu
hakkında bilgi verdi.Bakan Akdağ açıklamasında “durum tamamen başbakanlığımızın
yaptığı açıklama çerçevesindedir.Bir önceki ameliyatı ile ilgili küçük bir
işlem vardı o yapıldı.Tamamlandı bitti ve sıhhati iyi”dedi.Başbakana yapılan
ameliyat ile ilgili esprili bir yaklaşım yapan Bakan Akdağ “ameliyatın ülkeye
bir yararı oldu.Ancak bize bir sıkıntısı oldu.Başbakanımız bu ilk ameliyatından
sonra biraz kilo verdi.Biraz daha zinde hale geldi.Bizi biraz daha çok
çalıştırmaya ve taklip etmeye başladı”dedi.
Fransa’da diyabet hastalarına verilen ve zayıflamak için
kullanılan Mediator adlı ilacın 1300 kişinin ölümüne yol açtığı ve Türkiye’de
ilacın satışının yapıldığı yönünde yöneltilen bir soruya ise Bakan Akdağ
“konuyu bir inceleyetim.Bununla ilgili bir bilgim yok.Detaylarını
bilmiyorum.Arkadaşlarımız bana bilgi verince sizlerle paylaşacağım”dedi.
Manisa’da deli dana hastalığı ile ilgili yeni bir vakanın
olduğu sorusu üzerine ise Bakan Recep Akdağ “haber yapan değerli kardeşlerimiz
buna benzer haberleri bir uzmanına yada bakanlığımıza sorsa çok iyi olur.Bilgi
eksikliğinden doğan yanlışlıklar yapılıyor”diyerek deli danadan kaynaklı bir
başka hastalık olduğunu ve adının bile telaffuzunun zor olduğunu ifade
etti.Hastalığın deli dana hastalığına çok benzediğini söyleyen Bakan Akdağ “Culis
filt yakop diye bir hastalık var ve nörolojik bir hastalık.Genelde yaşlılarda
görülüyor.Bu hastalığın benzeri olan bir başka hastalık deli danadan
kaynaklanıyor ve genç insanlarda görülüyor.Hastalığın ismi benzediği için bir
kişide çıksa böyle haberler çıkıyor.Türkiye’de bugüne kadar deli dana hastalığı
görülmedi ve bu görülen hastalıkta deli dana değil”dedi.
Yurt dışından gelerek ülkemizde ki sağlık sektöründe
çalışmak isteyen kişilere yönelik bir açıklama yapan Bakan Akdağ resmi
hastanelerde bu tür kişilerin çalışmasının söz konusu olmadığını ancak Batı
Trakya gibi yerlerden gelecek olan ve Türkçeyi iyi konuşan kişilerin özel
hastanelerde çalışmalarında bir mani olmadığını ifade etti.
Bakan Akdağ “Edirne Türkiye’nin incisi”
Sağlık Bakanı Recep Akdağ hafta sonu programına aldığı Edirne’de gezi ve incelemelerde bulundu.Bakan Akdağ dün akşam saatlerinde geldiği Edirne’de konakladıktan sonra sabah ilk ziyaretine Edirne Valisi Gökhan Sözer’e yaparak ge
11 Şubat 2012 Cumartesi 16:53