banner137
banner12

10 bin yıl içinde  dünyadaki insan nüfusu 5 milyondan 6,5 milyara yükselmiştir. 1960 lardan bugüne dünyamızın nüfusunun 3 milyardan 6,5 milyara çıktığını  göz önüne  alırsak, son 50 yılda  artan  nüfus 9950 yılda  artan nüfustan daha  fazladır. Dünya nüfusu her sene yaklaşık olarak 80 milyon artıyor. Bu da 10 yılda 800 milyon, 35 yılda 2,8 milyarı aşkın bir nüfus artışı demektir. 2050 yılında dünya  nüfusunun  9,3 milyar olacağı tahmin  edilmektedir. Nüfus artışının yanında  İnsanların ortalama yaşam süresi de artmıştır. 19. yüzyılda ortalama insan ömrü 50 - 60 arasında hesaplanırken bugün 80'lere dayanmış durumda. Gelişen sanayinin ve insanların yarattığı ekolojik ve çevresel  zararlar  insanların geleceğini de  riske sokmaktadır. Daha ilginci son 50 yılda insanlar bir çok canlının neslinin  azalmasına sebeb olmuşlardır. Örneğin balık türlerinin % 90 nı yok olmuştur. Artan nüfusu teknolojinin desteğiyle TARIM ALANLARI  besleyebilmektedir. Ancak günümüzdeki iklim, ve çevre koşullarının  değişikliğinin  yaratacağı olumsuz etkiler artan nüfusun beslenmesini riske sokacaktır. En büyük tehdit altında bulunan ekosistemler nehirler göller ve tatlı su yaşam alanlarıdır.Beklenen tehlikeler tahmin edilen sürelerden daha erken ortaya çıkmaktadır.Son yıllarda vuku bulan kuraklık ve aşırı yağışlar bunun kanıtıdır. Artan nüfus için ihtiyaç olan SU ve GIDA çok önem kazanmaktadır. Mevcut su kaynakları arttırılamayacağına göre bunların kirletilmeden korunması sağlanmalıdır. Gıda üretimi çok daha önemli görünmektedir. Dünyadaki tarım alanları gelecekte artan nüfusu beslemeye yetmeyecektir.Belki ormanlar tarım alanı haline getirilecek, beslenme için gıda cinsleri değişebilecektir. 2050 yılın da Gelişen dünya ve artan nüfus için ihtiyaç olan enerji % 80 ekonomisi de dört kat artacaktır. Görüldüğü gibi gelecekte TARIM çok önem kazanacaktır. Bu da ülkemiz açısından önemli bir avantaj ve fırsattır. Toprak ve iklim bakımından tarım ürünleri ve hayvancılık için en uygun coğrafyadayız. Özellikle Trakya topraklarımız bu anlamda daha da önem kazanmaktadır.Bu toprakların büyük miktarı el değiştirerek şirketler tarafından işletilmeye başlamıştır. Yakın gelecekte Edirne de tarım arazilerinin  çoğu belli sayıda şirketler tarafından işletilecektir. Tarım yapılması  ürün deseni ve birim alandan üretilen  miktar değişecektir. Kişisel tarım yapanlar bu tabloda rekabet yapamayacaktır.Çünkü şirketler büyük alanda tarım yaptıklarından girdilerini toptan ve daha ucuza tedarik edecek  ürünlerini de kendileri işleyeceklerinden tarım dan para kazanacaklardır.  Bu yüzden Edirne çiftçilerimizin iki seçeneği vardır.Ya organik tarım yapacak getirisi fazla olan bitkiler üretecek, yada kooperatif veya birlik çatısı altında tarım yaparak şirketler gibi tarım yapacaklardır. İkinci tercih daha kolay olacaktır. Çünkü DSİ sulamaları bu amaç için uygundur.Örneğin, Hamzadere Sulaması 300 000 dekar, Çakmak Sulaması 500 000 dekar arazi sulayacaktır. Mümkün olduğunca bu projeler günün şartları ve gelecek açısından ele alınıp  çiftçilere anlatılmalıdır.En önemlisi bu projelerin tarımsal ekonomilerinin master planlarının hazırlanıp paydaşlara anlatılması hatta bir stratejik plan haline getirilmesi çiftçilerimizi mutlu edecek ve Edirne tarımını çok öne çıkaracaktır. Önümüz de  arkamız da büyük pazarlar var, becerebilirsek tarımdan para kazanacağız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.