Adalet Bakanı Ergin:“Vatandaşımız beklediği adaletle buluşacak!

Adalet Bakanı Sadullah Ergin,''Sadece 2 sene sonra temyiz de dahil olmak üzere vatandaşımız en geç 12 ay içinde hakkına kavuşacak, beklediği adaletle buluşacak inşallah'' dedi.
Bakan Ergin, Mimar Sinan Spor Salonu'nda düzenlenen, AK Parti Edirne 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarıyla Türkiye'nin 9 yılda bir uçtan bir uca yeniden inşa edildiğini söyledi.
Türkiye'nin adalet hizmetlerinde 2002 yılına kıyasla mukayese edilemeyecek hale geldiğini ifade den Bakan Ergin, ''Cezaevlerinde önemli değişim ve dönüşüm süreci başladı. Şartları müsait olmayan 207 adet cezaevini kapattık. Bunun yerine daha modern, insanca infazın yapılabileceği ceza infaz kurumları oluşturmaya başladık. Önümüzdeki dönemlerde 197 cezaevini daha kapatacağız ve daha modern tesislerle ceza infaz hizmetlerini vermeye devam edeceğiz'' diye konuştu.
Adliye kapılarında hak ve adalet arayan vatandaşlar için çok önemli adımlar attıklarını vurgulayan Ergin, sorunları çözmek için yargı reformunu harekete geçirdiklerinin altını çizdi.
Türkiye'deki davaların artık yıllarca Danıştay ve Yargıtay'da beklemeyeceğini anlatan Bakan Ergin, ''Yargıyı hızlandırma paketleriyle adliye kapılarında hak ve adalet arayan vatandaşlar için çok önemli adımlar atıldı. Yargıtay'ımızın ve Danıştay'ımızın kapasitesini yükselttik ve davalar artık yıllarca Yargıtay'da Danıştay'da beklemeyecek. Sadece 2 sene sonra, temyiz de dahil olmak üzere vatandaşımız en geç 12 ay içinde hakkına kavuşacak, beklediği adaletle buluşacak inşallah'' ifadesini kullandı.

-''10 yılda bir yapılan darbeler yakışmıyordu''

Bakan Ergin, Türkiye'nin çok partili siyasi hayata geçtikten sonra darbelerle ve muhtıralarla çok çalkantılı dönemlerden geçerek bu günlere kadar ulaştığını belirtti.
''Türk siyasi tarihi dediğimizde aklımıza kesintisiz bir siyasi tarih gelmiyor'' diyen Bakan Ergin, şöyle devam etti:
''Tarihçiler zaten Türkiye'nin siyasi tarihinden bahsederken, darbeler arası siyaset tarihi, müdahaleler arası siyasi tarihi diye bahsediyor. 1950 seçimlerinden sonra çok partili dönem başladı 10 yıl devam edebildi. 27 Mayıs 1960 askeri müdahale ve rahmetli Menderes ve arkadaşları hükümetten indirildi, merhum Başbakan Menderes ve 2 arkadaşı idam edildi. Yıl 1971, 12 Mart askerin müdahalesi ve hükümet değiştirildi yerine askeri bürokrat, askeri teknokrat karma bir hükümet oluşturuldu. 12 Eylül 1980 yeni bir askeri müdahale, 28 Şubat 1997 postmodern müdahale ve 27 Nisan 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde e-muhtıra.
Bunları peş peşe koyduğunuzda Türkiye'nin çok partili hayata geçtikten sonra her 8 yılda, her 10 yılda bir darbelerle ve muhtıralarla bugüne kadar ulaştığını görüyoruz. 21. yüzyılda Avrupa Birliği'yle tam üyelik için müzakereler yürüten bir ülkede 8 yılda bir, 10 yılda bir yapılan darbeler yakışmıyordu. Türkiye yoluna bu şekilde devam edemezdi. Dünyada acımasız bir yarış ve rekabet var. Bu ortamda demokrasisi askıya alınan, parlamentosu kapatılan bir ülke olarak anılamazdı Türkiye.''

-''Demokrasinin güçlenmesini sağlayacak önemli adımlar''

AK Parti iktidarının demokrasi alanında önemli icraatlar yaptığını belirten Ergin, şunları kaydetti:
''Bu hizmetlerin içerisinde öyle bir hizmet var ki bütün diğerlerini bir tarafa koyun, bunu bir tarafa. AK Parti 9,5 yılda yol yaptı, baraj yaptı, köprüler yaptı, hastaneler kurdu, okullar kurdu. Ama AK Parti'nin bu millete yaptığı en büyük hizmet, milletin egemenliğini, milletin hakimiyetini tehdit edecek unsurlara karşı, demokrasinin güçlenmesini sağlayacak önemli adımlar attı.
Türkiye'de AK Parti iktidarının son 10 yılda yaptığı icraatların en önemlisi, demokrasinin bir daha askıya alınamayacağı, darbelerin yapılamayacağı, muhtıraların verilemeyeceği güçlü, ayağı yere basan, sürdürülebilir bir demokrasi oluşturma hizmetidir. Bu noktada attığımız adımlar belli bir mesafeye geldi, ama henüz bitmedi. Tamamlanması gereken reformlar var, revize edilmesi gereken yasalar var. Bütün bunlar tamamlanıncaya kadar demokratik iktidar yürüyüşümüzün devam etmesi gerekir.''
Konuşmasının ardından bir süre kongreyi izleyen Ergin, daha sonra Edirne'den ayrıldı.