banner137
banner12

Millet baharı karşılarken,biz Arda,Tunca ve Meriç nehirlerini karşılıyoruz.Hemen hemen her yıl yaşanan nehir taşkınları bu yılda kendini bize gösterdi.Biz habercilerin beklediği olmasa da yapılan haberlerle taşkının boyutları ülke gündemine taşındı.Allah’tan Dr.Mehmet Müezzinoğlu köprüsü vardı da,araçlarla insan taşımalar,helikopterlerin bir haltmış gibi gökyüzünde dolaştığı görüntüleri görmedik.Gerçi görüntü almak için havada uçan drone’lar helikopterleri aratmadı ama neyse…

“Edirne sular altında”, “taşkın tehlike boyutunda” gibi saçma sapan başlıklarla Edirne Türkiye gündemine her yıl olduğu gibi bu yılda taşındı.Eline mikrofonu alan Tv muhabiri kulaktan dolma bilgilerle başladı sallamaya.Üzerine bir yağmurluk,ayağına çizme neymiş taşkın haberi yapıyormuş…Yahu arkadaş tamam anladık basın her şeyi abartıyor ama bunu bu kadar abartmanın anlamı ne?

Bir kere her kes kafasına şunu soksun.Taşkın nehrin yatağından çıkması ile taşkın sahası içinde ilerleyerek yaşanıyor.Yani adı üzerinde! Taşkın sahası.Burada yasa açık; taşkın sahası içinde ekim,dikim,imar olmayacak.Olursa da,kaçak sayılacak,sigorta yapılmayacak, doğabilecek zarar ziyandan devlet sorumlu tutulmayacak.Lakin her şeye rağmen devletimiz yinede maddi olarak destek sağlıyor.

İşin özü şu.Taşkın’ın bir tehdit oluşturmadığı açıkça ortada.Yani anlatıldığı gibi Edirne kent merkezi ile uzaktan yakından ilgisi yok.1960’lı yıllarda yapılan seddelerin arasında yayıla yayıla akıp gidiyor.O gördüğünüz sular altındaki barakalar,yarıya kadar gömülü tabelalar ve boğulan yaşamlarını yitiren hayvanlar hep sorumsuzluktan kaynaklanan hatalar.Başka bir şey değil.

Her kafadan bir sesin çıktığı nehir taşkınlarında aslına bakarsanız baraj yapmak falan çözüm değil.Nedenine gelince.Bizim coğrafi yapımız buna müsait değil.Sadece ve sadece Suakacağı barajı yer olarak müsait ama onunda hazne kısmının yüzde 98’i Bulgaristan tarafında kalıyor.Sadece gövdesi bizde…Bu yüzden Bulgaristan topraklarında kalacak olan haznenin kapsadığı alandaki köylerin istimlak’ı ve bu istimlak bedelinin Türkiye tarafından ödenmesi gerekiyor.Bunada yanaşmadığımız için bu mümkün görünmüyor.Hayal! Yani unutun gitsin… Bakın; büyüklerimiz anlatır.Neymil Evliya Kasım Paşa caminin merdivenleri varmış,önceden sular altında kalmazmış! Kalmazdı tabi. Ecdadımız cahil mi,oraya o camiyi yapsın? O dönemde Tunca rahat rahat akıyor.Yatağı derin, çünkü gemiler Saroz’dan gelebiliyor.Seddeler yok,Baraj yok.Yani su kontrolsüz bir şekilde akıyor.1960’lı yıllarda Bulgaristan ardı ardına barajları yapıyor.Suya gem vurarak kontrolü elinde tutuyor ve bunlardan enerji üretip ürettiği enerjiyi bize satıyor.

Hani birileri çıkıp nehir yatağı temizlensin falan diyor ya! Geçin bunları.Yıllar önce AB projesi kapsamında masallarla bu milleti uyutarak 5.5 milyon auro para oraya adeta gömüldü.AB kandırıldı.163 metre genişlik 7.2 km uzunluk ve 3 metre sabit derinlikte temizlik yapılacak tı.Nerede? Ne oldu? Şimdi beni konuşturmayın.Edirne’ye bedava doğalgaz nasıl geldi sanıyorsunuz diyeyim ve keseyim…

Arkadaşlar her şeyden önce şu taşkınını önceden bilebiliyoruz.Komşu bize su salacağını zaten günler öncesinden Dış İşleri Bakanlığı aracılığı ile bildiriyor.Nehir hattından bulunan ölçüm istasyonlarından anlık nehir debilerini an ve an herkes alabiliyor.Tunca 160-180, Meriç 1000,bin 200, Arda ise 700 metre küp/ saniyeyi gördümü zaten malum manzaralara hazır olun.Bunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok. http://www.dsiedirnenehir.com/ adresine tıklayın sizde görün.Alınan ölçümlerinde Edirne'ye 16 saat sonra ulaştığını unutmayın.

Bulgaristan’da bulunan nehirler üzerinde Bulgaristan’ın irili ufaklı 25-26 adet barajı var.Bunların en önemlisi Tunca nehri ve Arda nehri üzerindedir.Meriç nehri üzerinde ise barajı yoktur.Arda’da 3, Tunca’da ise 16 barajı sorunlu yani bizi üzen barajlardandır.Buralarda kapak açmak falan yoktur ve bu ifade çok yanlıştır.Sadece enerji üreteceği zaman veya sorun olacağını hissettiği zaman karşılıklı anlaşmalar dahilinde su salımı yapar ve bunu iyi komşu olduğu için yapar.Savak adı verilen ve baraj su seviyesinin S.O.S verdiğinde yani taşmaya başladığında gelen su vardır.Gelen su sadece buradan değil coğrafi konumundan dolayı bütün havzadan gelerek bizde taşkına neden olmaktadır.Ölçüm istasyonlarından alınan anlık debiler sadede nehir hattından geçen debidir.Tamamını yansıtan bir veri değildir.

Bizim nehir yatakları barajların varlığından dolayı dolmaktadır.Yoksa akışkanlığı olan bir nehirde rusubat olmaz.Kum tutunmaz.Eskiden de bu yüzden nehir akıp gider taşkın riski yaşanmazdı.Zaman zaman yaşanan büyük taşkınlar ise aşırı yağışlara bağlıydı.Şimdi ise sadece taşkın taşkın sahası içinde yaşanmakta ve bazı hatalardan dolayı evlere özellikle köylerde sorunlar yaratmaktadır.

Yapımına başlanan kanalın hata olduğunu önümüzdeki süreçte tedbir alınmazsa hep birlikte yaşayıp göreceğiz.Devlet taşkın sahsı içinde resmen inşaat yaparak zaten hatayı başta yapmıştır.2 metre derinlikte su çıkan bir alanda 3 metre derinliğe ulaşmaya çalışırsanız kaynayan suyun önüne geçemezsiniz. Meriç nehrinin üst noktasından alıp 7 km uzunlukta bir hat ile hemen Bosnaköy karşısına yani yine aynı nehir yatağına alt seviyeden giriş yaparsanız kanalında ani debi artışında tahliyesinde başarısız olur,çevresindeki araziler başta olmak üzere Karaağaç halkının evlerinin daha çabuk su basmasına neden olursunuz.Bunu son taşkında yaşadık….

Aslında lafı fazla uzatmaya gerek yok.Kimseye ders vermek,akıl vermek gibi bir derdimiz yok.Zaman her şeyi gösterecek.Burada yapılacak tek şey.Otur komşu ile masaya,meteorolojik verilerin anlık alındığı bir sistem ile barajları belli oranlarda dolu tut, “suyu yağış öncesi yavaş yavaş sal,enerji üreterek sal, ama baraj dolduktan sonra salma”de ve bunu uygula gör bakalım taşkın olacak mı? Adamlar haklı olarak enerji ürettikleri için baraj su seviyelerini yukarıda tutuyor.Oluşan basınçtan dolayı dolu baraj tribünleri daha hızlı döndürür.Bu yüzden de dolu olmak zorundadır.Zaten dolu olan barajları aşırı yağış ve ani kar erimesi ile seviyeyi arttırıyor ve savaklardan gelen suda bize sıkıntı yaşatıyor.Ha zararını telafi et,bak balkım taşkın olacak mı?Ama öyle masa başında Arnavut muhabbeti ile bu işler olmuyor.Öyle iki sırt sıvazlamayla,bir tokalaşmayla bu işler olmuyor.Hadi oturun masaya da konuşun..Allah’tan köprü yapıldı da beklenen olmadı.Biz basına da fazla malzeme çıkmadı.Asker kışlasında kaldı.Şimdi biz bakalım kanalın etrafı kimlere ekmek yedirecek,neler yapılacak?Yoksa kanal bahane çevresindeki gelir şahane mi olacak…..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.